Yayınlanma: 21 Haziran 2023 13:48
Güncellenme: 16 Kasım 2024 20:54
Almanya, hem değişen dünyaya uyum sağlayabilmek hem de işgücü eksikliğini gidermek için "Nitelikli İşgücü Yasası" ve yeni "Vatandaşlık Yasası"nı bir arada hayata geçiriyor. Meclis'ten kısa bir süre içinde geçmesi beklenen bu yasa ile Türkiye başta olmak üzere AB dışındaki ülkelerden yaklaşık 7 milyon nitelikli göçmen işçi 7 yıl içinde kabul edilecek.
Yeni yasa, AB'nin uyguladığı "Mavi Kart" sistemiyle Türk ve diğer yabancı işçi alımı dahil olmak üzere, yabancılar yasası, oturum yasası, sosyal haklarla ilgili yasalar ve vatandaşlık yasası gibi birçok alanda önemli değişiklikler getiriyor.
Almanya ve diğer AB üyesi ülkelere seyahat etmek için ilk koşul, meslek eğitimi veya deneyimine uygun bir iş bulabilmektir. Bu iş teklifiyle "Ulusal Vize" başvurusu yapılacaktır.
İşveren, Almanya'dan Türkiye'deki konsolosluklara "Davetiye" gönderecektir. Doktorlar gibi belirli bir seviyede Almanca veya İngilizce bilgisi gerekmektedir. İş bulan ve yerleşen kişiler ailelerini yanlarında getirebileceklerdir.
Almanya'ya gelmek isteyenlerin iş teklifi alması gerekmektedir ve bu teklif en az brüt 3500 Euro olmalıdır. Ancak istisnai durumlarda ve kısa süreli izinlerde, bu miktarın altındaki tekliflere izin verilebilmektedir. Bu, genel olarak uygulanan bir yöntemdir.
Bilgisayar uzmanları, sağlık sektörü çalışanları, inşaat sektöründe uzmanlar, su ve kalorifer tesisatçıları gibi herhangi bir mesleğe sahip olanlar başvuruda bulunabilirler.
Almanya'ya bir işyerinin davetiyle gelen kişiler, istedikleri takdirde belirli bir süre sonra işyerini değiştirme veya başka bir AB üyesi ülkeye geçme hakkına sahiptirler.
Bu durumda bir yıl ve üç yıl gibi iki farklı süre sınırlaması bulunmaktadır. Üç yılın sonunda sürekli oturma izni alınabilir. Beş yılın sonunda ise Alman vatandaşı olunabilir. Bu yeni sistem, 1960'lı yıllardaki işçi göçünden tamamen farklı bir şekilde işlemektedir. Bu sefer hedef, "eğitimli personel ve yetenek göçü" üzerine odaklanmaktadır.
Almanya'ya kaçak yollarla gelerek iltica talebinde bulunan Türk vatandaşları, başvurularını 29 Mart tarihine kadar yapmışlarsa belirli haklardan faydalanabilecekler. Bu durumda, iş bulmaları halinde oturma ve çalışma izni elde edebilecekler. Dolayısıyla, 3500 Euro'luk alt sınırın aranması beklenmeyecek. Yani, örneğin inşaat sektöründe bir iş bulduklarında dahi çalışma imkanına sahip olabilecekler. Bu şekilde durumları yasal bir statü kazanmış olacak.
Almanya'ya turist olarak gelmiş olanlar, iş daveti veya teklifi almamış olsalar dahi benzer haklardan faydalanabilecekler. Eğer bu kişiler Almanya'da uygun bir iş bulurlar ve belirli bir gelir seviyesini garanti ederlerse, çalışma ve oturma izni alabilecekler.
Bu durumda, iş bulma ve gelir sağlama koşulları yerine getirildiğinde, turist olarak gelen kişilerin de çalışma ve oturma izni alma imkanı olacak.
Türk vatandaşlarının, AB üyesi olmayan diğer ülkelerden farklı bir durumu bulunmaktadır. AB ile yapılan Ortaklık Anlaşması, 1/80 ve 1/83 sayılı Ortaklık Konseyi kararları ve Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın öncü kararları, Türk vatandaşlarının AB'de yerleşme hakkını kısa sürede kazanabileceğini öngörmektedir. Bu durum, üç yılın sonunda sürekli oturma izni alma imkanını beraberinde getirmektedir. Ardından, vatandaşlık başvurusu da yapılabilir.
Bu düzenlemeler, Türk vatandaşlarının AB'de daha kolay bir şekilde yerleşme ve vatandaşlık kazanma hakkını sağlamayı hedeflemektedir.
Almanya'ya giriş yapmak isteyen Türk vatandaşlarının belirli bir puanı elde etmeleri gerekecek. "Şans Kartı" adı verilen sisteme göre, meslek sahibi olma, dil bilme yeteneği, Almanya'da yakın bir akrabaya sahip olma, yaşının 45 yaşın altında olması, iyi bir iş teklifi alması gibi faktörler, olumlu puan almasına katkı sağlayacak. Bu olumlu puan, Ulusal Vize alma sürecinde etkili olacaktır. Ayrıca, yaşça daha büyük olan kişilerin diğer şartları yerine getirebilmeleri durumunda da Almanya'ya gelebilmeleri mümkün olabilecektir.