Yayınlanma: 2 Aralık 2020 10:25
Güncellenme: 20 Kasım 2024 23:23
“Koca bir boşluk gibi geliyor. Karantina süresinde çokça kitap okudum; kişisel gelişime çok düşkünüm, değişik meditasyonlar öğrendim; online derslere katıldım. Nefes egzersizleri, yürüyüş ve bolca yoga yaptım. Yeni farklı yemekler pişirdik. Evde kocam ve evcil hayvanlarımızla birlikte sakin 4-5 ay geçirmek her şeye rağmen güzeldi. Ruhuma iyi geldi.”
"Evliliğimle göz önünde olmak benim seçimim değildi. Öyle gelişti, elimde olan bir şey değil. Evlenmeden önce de aynı sektörde olduğum için işim gereği çok sakin bir sosyal hayatım yoktu. Tabii, evlilikle bu çember genişledi. Evliliğinizi ve özel hayatınızı ne kadar gizli yaşarsınız dışardan o kadar az müdahale yapılıyor, o kadar az konuşuluyorsunuz. Bir de yapı gereği zaten ben özel hayatımı ortada yaşamayı seven bir insan değilim. Kıvanç da aynı şekilde. Evliliğin en önemli yapı taşı saygı ve anlayış. Birlikte eğlenmek, güzel vakit geçirmek, el ele neşeyi, coşkuyu ve tabii üzüntüyü paylaşabilmek; birlikte gülmek, seyahat etmek, kaliteli zaman geçirmek; birbirine yetebilmek, birbirini tamamlamak ve beslemek. Bu dediklerimin içinde hep aşk var. Âşık olmadan çok güzel vakit geçirmek zor. Aşk ilişkileri genelde sevgi ve saygı ile başlıyor ama bu hep devam etmek zorunda yoksa büyü bozuluyor."Başak Dizer, en çok güldüğü şeyleri anlatırken “Komik bir ortağım ve komik bir Whatsapp arkadaş grubum var. Onlara gülüyorum. Bir de Kıvanç’a çok gülüyorum tabii. Evde devamlı taklit, mizah yapar, kafasında hemen yazar ve oynar." dedi.