Boğaziçi Öğrencileri Tutuklu Arkadaşları İçin Açıklama Yaptı!
Boğaziçi üniversitesi öğrencileri, şu anda tutuklu olan 2 arkadaşları için basın açıklaması yayımladı.
Boğaziçi öğrencileri tutuklu arkadaşları için açıklama yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi’ne 2002 yılında AKP Sarıyer İlçe Teşkilatının kurulmasında görev alan, ardından partinin il yönetiminde yer bulan ve ekonomiden sorumlu İstanbul il başkan yardımcılığı yapan; bunun yanı sıra 2009 yılında yerel seçimlerde Ataşehir belediye başkanlığı için
AK Parti’den aday adayı olan ve 2015 yılı genel seçimlerinde yine aynı partiden İstanbul 1. bölge milletvekili aday adayı olan
Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasıyla birlikte başlayan protestolardan sonra gözaltına alınan kişi sayısı 500’ü geçti.
Gözaltına alınan öğrencilerden 2’sinin tutukluluk hali sürerken,
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tutuklu olan arkadaşları için bir basın açıklaması yayımladı.
Atanan rektör yerine demokratik bir şekilde seçilen bir rektörün getirilmesini isteyen öğrencilerin başlattığı
protestolar ülkenin çeşitli yerlerinde de başladı. Öyle ki Avrupa Birliği ve ABD, öğrencilerin protestolarına karşı hükümetin tutumunu kınadı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eylemler sırasında gözaltına alınanlar arasında terör örgütüyle bağlantılı olan öğrencilerin tespit edildiğini, katıldığı
televizyon programında açıkladı.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ise yaptığı son açıklamada, ülke çapında gerçekleştirilen gözaltıların 500’ü geçtiğini belirtti. İstanbul’da gözaltına alınan 28 kişinin işlemlerinin hala devam ettiğini belirten Çataklı, 45 gözaltının 22’sinin terör örgütüyle bağlantılı olduğunu ifade etti.
Basın Açıklaması Yayımladılar
İsmail Çataklı’nın açıklamalarının ardınndan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, üniversite kampüsünde düzenledikleri sergi nedeniyle hala tutuklu olan 2 arkadaşları için basın açıklaması yayımladı.
Öğrenciler tarafından yapılan açıklamada, üniversite kampüsünde protesto kapsamında sergi düzenlediklerini ve 300 farklı eserin elemeye tabii tutulmadan sergilendiğini belirten öğrenciler, söz konusu serginin ardından Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması ve tutuklanmalarına konu olan eserin kasıtlı olarak yere serilip hakaret kastıyla üzerine basıldığı iddialarını yalanladı.
Terör örgütüyle bağlantısı olduğu tespit edilen kişilerin serbest bırakılıp,
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olan arkadaşlarının tutukluluğuna tepki gösteren öğrenciler, yayımladıkları basın açıklamasında şunları dile getirdi:
“1 Ocak 2020 tarihinde
Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun atanmasına tepki olarak Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretmenleri son 1 aydır her gün okulun içinde hiçbir şeye ve kişiye zarar vermeden farklı demokratik yollarla eylemlerini sürdürüyordu. Eğitim görevlileri her gün cübbelerini giyerek 30 dakika rektörlüğe sırtını dönüyor,
öğrenciler ise müzikleriyle, danslarıyla, resim sergileriyle bu protestoyu barışçıl, sanatsal ve medeni bir şekilde yapıyordu.
Melih Bulu da bu protestolara istinaden,
eylemleri haklı ve üniversitenin bir kültürü olarak kabul ettiğine ve devam edilmesinde bir sıkıntı olmadığına dair açıklamalar yapıyordu.
Boğaziçi Üniversitesi’nde süregelen demokratik hak ve eylemlere yaratıcı şekilde destek olabilmek adına, geçtiğimiz hafta hiçbir kulüple bağlantısı olmayan 9 Boğaziçi’li öğrenciden oluşan BOUN Sergi Platformu, dijital bir resim sergisi düzenlemeye karar verdi. Yaptıkları duyuruda bu resim sergisine gönderilecek tüm görsellerin yayınlanacağını açıkladı. Ve amaçlarının seçki yapmadan sergiyi sanatçıların hizmetine açmak olduğunu da açıkça beyan etti.
Bunun üzerine sergi için açılmış ortak e-mail adresine gelen bir kısmı anonim olmak üzere 150'den fazla sanatçının 400'den fazla eseri 3 gün boyunca, okulda belirlenen alanlarda sergilendi.
Cumhuriyet Savcılığının soruşturmasına ve tutuklamalara konu olan eserin yere kasıtlı olarak serilip hakaret kastıyla üzerine basıldığı iddiaları da tamamen asılsızdır. Zira 400’ü aşkın eserin sergilenmekte olduğu alanda, lojistik yetersizliklerden dolayı birçok eser yere konulmak suretiyle sergilenmiştir. Alan yetersizliği sebebiyle yapılan sergileme şekli herhangi bir esere özel değildir.
Suç, kamuoyu tarafından sergiyle herhangi bir alakası olmamasına rağmen LGBT’ye atılmış, karalama kampanyası başlatılmıştır. Sonucunda da öğrenciler hedef gösterilmiştir.
Bu sergiyi sadece ‘düzenledikleri’ için 5 öğrenci gözaltına alınmış, şu an 2 kişi tutuklu, 2 kişi ev hapsindedir, 1 kişi ise serbest bırakılmıştır.
Sergiyi düzenleyen öğrencilerin hiçbirinin dini değerleri aşağılama ve/veya halkı kin ve nefrete teşvik etme gibi bir amacı da bulunmamaktadır. Kaldı ki söz konusu serginin felsefesi ve doğuş amacı da her türlü ayrımcılığa karşı çıkmak ve bu ayrımcılığın önüne geçmektir.
Ayrıca şu anda tutuklu olan 2 öğrencinin herhangi bir örgütle bağlantıları yoktur.
Boğaziçi öğrencileri, usulsüz şekilde gözaltına alınan ve tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılmasını ve Melih Bulu’nun bir açıklama yapmasını istemek için 1 Şubat tarihinde rektör kendileri ile konuşana kadar rektörlük binasının kapısında bekleme kararı almıştır. Ancak öğrencilerin okulun içinde eylem yapabileceğini ve güvende olduklarını söyleyen Melih Bulu odasından çıkmamış ve/veya herhangi bir açıklama yapmamıştır. Akşam saatlerinde ise okulu 400’ü aşkın polis basmıştır. Okul içinde bulunan tamamı Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olan toplam 51 öğrencinin 30' u tutuklanmak, 12' si ev hapsi almak, 9' u da yurtdışı yasağı talebi ile mahkemeye sevk edilmiştir. 4 Şubat Perşembe sabaha karşı 51 öğrenci mahkeme tarafından serbest bırakılmıştır.
#SıraDoğuveSeloda”
Başörtüsü Yasağını Protesto Etmişlerdi
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, 2008 yılında Anayasa değişikliğine rağmen üniversitelerde devam eden başörtü yasağını da protesto etmişti. Öyle ki erkek öğrenciler başörtüsü takarak arkadaşlarına destek olmuş ve yine basın açıklaması gerçekleştirmişti. Söz konusu açıklamada gerçek sorunun insanların hayatlarına, görüşlerin, sözlerine ve düşüncelerine müdahale edebilme hakkını kendinde göre yasakçı zihniyet olduğu savunulmuştu.
Başörtü yasağına karşı yapılan protestolarda yer alan pankartlarda “Arkadaşıma dokunma”, “Herkes için adalet başörtüsüne özgürlük” gibi ifadeler yer alıyordu.