Yayınlanma: 1 Mayıs 2021 16:39
Güncellenme: 16 Kasım 2024 16:37
“Evet, Kasım 2020'de Şaban Sevinç'le yaptığımız bir program vardı, Youtube kanalında, orada dile getirdim. '120 ile 130 milyar dolar civarı' dedim. 128 olarak halkımızın diline pelesenk oldu. O yüzden ben de 128'e uyayım diyorum. Kesin rakam daha üstünde olabilir ama evet, rakamı ortaya ben çıkardım. Yani kamuoyuna ilk ben duyurdum, gündeme ilk ben getirdim. Kasım ve aralık ayında yaptığım söyleşilerde bunu istisnasız dile getirdim. Bu paranın Merkez Bankası'ndan yok edildiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin 83 milyon vatandaşının alın teri olan bu birikimin yok edildiğini dile getirdim.”
"Bunların hepsi lafı güzaf, laga luga! Ben öyle demeyi seviyorum, boş laf. Eski başbakan yardımcısı çıktı, bir döküm verdi. Sonra cumhurbaşkanı çıktı, bir döküm verdi, sonra şu anki Merkez Bankası Başkanı bir döküm verdi. Bakıyorsunuz, hiçbiri birbirini tutmuyor. Bir de bu olayın olduğu dönemin bir bakanı var ve bu bakan ortada yok 6 aydır, kayıp. Yani o kişinin çıkıp bir açıklama yapması lazım; sırf yerli medya önünde değil, yabancı medyanın önüne de. Çünkü siz sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak alıyorsunuz yurt dışından kredilerinizi ve o yüzden herkes Merkez Bankası'nda görüyor. Onun için Merkez Bankalarının bağımsızlığı aranır. Yok para, para yok! Bakın, ben herkese aynı şeyi anlatıyorum, çok basit bir olaydır bu. Merkez Bankası nedir? Merkez Bankası, bir devletin nasıl bir silahlı kuvvetleri vardır, adliyesi vardır, Merkez Bankası da para işlerindeki en yetkili mercidir. Siz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milyarlarca dolarını bir hokkabazlıkla hazine üzerinden özel bir protokolle, geçmiş tarihli işleyen bir protokolle üç kamu bankasına devrediyorsunuz, bütün dövizleri peyderpey o bankalar üzerinden belli merceklere, kişilere, aktarıyorsunuz, karşılığında ne alıyorsunuz, sizin istediğinizde basabildiğiniz TL'yi alıyorsunuz. Ondan sonra da döviz ihtiyacınız olduğu için o ucuzdan sattığınız kişilere gidip diyorsunuz ki 'Bana döviz borç veriri misin?' 15 yaşında bir çocuk yapmaz bu enayiliği. Rüşvetsiz, avantasız, art niyetsiz olmaz bu işler.”
“Merkez Bankası Başkanına dün kayıp altınlarla ilgili 'Yalan söylüyorsunuz' dedim. İtham ediyorum, bu kolay bir laf değil, yalan diyorum, hiç umurlarında değil. Peki, umurlarında olmasın ama o da ortaya çıkacak önümüzdeki günlerde. Daha önemlisi, basından bir arkadaş Merkez Bankası Başkanına soruyor, 'TL faizleri ne olacak, cumhurbaşkanından izin almadan faizleri yükseltebilir misiniz' diye, cevap veremiyor. Tabirimi mazur görün, kıvıramıyor bile. 'Kurulla görüşeceğiz, değerlendireceğiz' filan gibi yuvarlak laflar bile edemiyor. Böyle bir fiyaskoyla karşı karşıya Türkiye. Bugün de baktığımızda iflas noktasına gelmiş bir ekonomi var ortada. 2014'te yerli uçak yapıyorduk, 2019'da göklerde olacaktı. Dönemin başbakanı Davutoğlu bile bu konuda konuşmuştu. Petrol buldular, doğalgaz buldular, Ay'a gidecekler ama ne hikmetse Türkiye'nin vatandaşlarına aşı alacak parası yok”
Kaynak: Artıgerçek