Yayınlanma: 2 Ekim 2020 16:40
Güncellenme: 21 Kasım 2024 10:45
"Yüzde 49,5 almış Başbakan olarak pat diye bıraktınız sorusunu basit çerçeve olarak görürüm. Pat diye bir şey olmaz. Bir ilim adamını diğerlerinden ayırt eden fark süreç analizi yapabilmesidir. İlim adamı noktasal, konjonktürel analizi yapmaz süreç analizi yapar. Başbakanlık yaparken ne konularda ciddi mücadeleler verdiğimi... Ya ilkelerimden vazgeçecektim. İmar yasasından, şeffaflık yasasına, ihale yasasına kadar vesaire vesaire. Şu soruyu bir gün Sayın Erdoğan'a sorabilirseniz, siz yüzde 49,5 almış bir Başbakan'ı kendi partisinde imza toplattırarak istifa ettirmesinin sebebini sorarsanız. Nitekim Türkiye'nin geldiği yerin sorumluları o imzaları atanlar ve o talimatı verenlerdir."İstifa etmeseydi Türkiye'nin bölüneceğini iddia eden Davutoğlu, "Sayın Ecevit'le Sayın Sezer'in yaşadığı krizde 'kim haklı' diye mi soruldu yoksa Ecevit mi sorumlu tutuldu. Öyle bir mücadeleye girmiş olsaydık AK Parti bölünür belki de ben Başbakan kalırdım." şeklinde konuştu. Gelecek Partisi lideri Davutoğlu çok çetin mücadele verdiğinin altını çizdi ve ekledi,
"Türkiye öyle bir krize girerdi ki, terörle mücadele yürütüyoruz. Ya ben boyun eğecektim, şahsiyetsiz, düşük profilli başbakanlık yapıyordum ki hayatımda böyle bir şey yapmadım. Yüreğim yana yana ayrılmayı daha uygun gördüm. Ben bana oy verenlerin adına onurla mücadele verdim. Çok çetin bir mücadele verdim. Bugün MKYK'da o imzayı atan arkadaşların hepsinin vicdanına soruyorum; o imzayı tekrar atar mısınız? Birkaç tanesi hariç, onlar zaten organizatör."