Yayınlanma: 5 Aralık 2021 00:20
Güncellenme: 19 Kasım 2024 13:01
Dün Merkez Bankası piyasaya yine dolar sattı. Döviz kuruna en ufak bir faydası yok. Dibi delik olan, çatlak olan havuz gibi. Üstelik sattığı döviz kendi dövizi de değil, borç aldığı döviz.
TÜİK makyajlanmış verilerini açıkladı. O makyajlı veriyle bile TÜFE'de enflasyon son üç yılın en yüksek noktasında. ÜFE artışı ise tam yüzde 54,62. Son yirmi yılın rekoru.
Çin tipi büyüme. Erdoğan’ın aklındaki büyüme modeli buymuş. Bu ne demek? Demokrasiyi tamamen rafa kaldırmak demek. ‘Çalışanın hakkıymış, hukukuymuş, geç onları' demek. İş gücünü ucuzlatıp, çalışanın alın terini değersizleştirmek demek. Yok öyle Çin modeli falan. Yok öyle ucuz iş gücüyle vatandaşı mutsuzluğa mahkum etmek. Özgür ve zengin bir ülke olacağız.
Erdoğan vatandaşların nefes almakta zorlandığı ekonomik modellere özeniyor. Biz, ülkemizde kimse konuşmaktan korkmasın derken, Erdoğan ifade özgürlüğünü yok sayan ülkelere özeniyor.
Ben buradan seslenmek istiyorum: Türkiye sizin hedeflerinizden çok daha büyük bir ülke. Bu millet sizin dar kalıplarınıza sığmayacak kadar güçlü bir millet. İktidara geldiğimizde o dar kalıpların hepsini kırıp atacağız.
Gerçek büyüme, ülkedeki maaşların açlık sınırının altına düşmemesidir. Gerçek büyüme, vatandaşınızın yarınlarından kaygı duymayacağı bir büyümedir.
Son iki senede 3 Hazine ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası Başkanı, 4 Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, 2 Borsa İstanbul Genel Müdürü, 2 TÜİK Başkanı değişti. Daha siz yönetim kadrolarında istikrarı sağlayamıyorsanız ekonomide istikrarı nasıl sağlayacaksınız?
Gübre krizi çok ciddi bir safhada. İktidarın verdiği destekler gerçekten çok düşük. Dekar başına çok daha fazla destek gerekiyor. Biz, gübre sanayinin ham maddesini, uygun fiyat ve koşullarda tedarik etmenin alt yapısını da hazırlıyoruz.
Tarım ile sanayiyi entegre ederek, yüksek katma değer oluşturacak bir modeli uygulayacağız. Bütün sanayi bölgelerimizi de demiryollarıyla limanlara bağlayarak lojistik sorununu da çözmüş olacağız.