1387
0

Geçmişten Günümüze Tarihe Yön Veren Salgın Hastalıklar

Geçmişten Günümüze Tarihe Yön Veren Salgın Hastalıklar Ülkelerin öncülerinin, ideolojilerin, savaşların, kimi teknolojik ilerlemelerin ve bunun gibi

Geçmişten Günümüze Tarihe Yön Veren Salgın Hastalıklar
Yazar: Seher Polat

Yayınlanma: 16 Mart 2020 16:35

Güncellenme: 27 Mart 2024 08:38

Geçmişten Günümüze Tarihe Yön Veren Salgın Hastalıklar

Ülkelerin öncülerinin, ideolojilerin, savaşların, kimi teknolojik ilerlemelerin ve bunun gibi önemli noktaların geçmişten geleceğe ışık tutuğu bilinir. Ciddi kitleleri hedef alan salgın hastalıkların da tarihte belirleyici faktörlerden olduğu söylenebilir.

Salgın ve Savaş

396 senesinde Kartacalılar Sirakuza'nın etrafını sardı ama bu esnada orduda görülen veba salgını dolayısıyla geri çekilmek durumunda kalmışlardı. Veba salgını çok fazla şiddetliydi. Bu da yalnızca Kartacalıların kuşatmadan vazgeçmelerine yol açmasının yanında Sicilya'daki askeri güçleri de yerle bir etti. Salgın hastalıklar, Haçlı Seferleri gerçekleştiği dönemde de etkisini göstermeye devam etti. Haçlı güçlerinin Filistin'de bulunamamalarının en önemli sebebi, taraflarında yayılmış olan bulaşıcı salgınlardı. Almanya İmparatoru II. Frederick 1227 senesinde Haçlı ordularına yardım adına ordusunu Brindisi'den gemilere koydu ama sonrasında dizanteri salgını sebebiyle geri çekilmek durumunda kaldı.

Çicek Virüsü, Dizanteri, Tüberküloz

İspanyollar Amerika kıtasının keşfinin ardından kıtayı istilaya giriştiklerinde en büyük destekçileri, kendilerinden yayılan Çiçek virüsünün ortaya çıkardığı salgının, yerli toplumun gücünü kaybetmesine yol açmasıydı. Çiçek, kızamık ve kabakulak gibi rahatsızlıklarla ilk defa yüz yüze gelen Aztekler milyonlarca vatandaşını bu sebeple kaybetti. Aynı kabusa, gelecek senelerde Güney Amerika'da İnkalar rastladı. Napolean Bonaparte Doğu Seferi esnasında salgın hastalıkların kritik sonuçlarıyla uğraşmak durumunda kaldı.  Napoleon'un 1812 yılında gerçekleştirilen Rusya Seferi'nde karşı karşıya kaldığı büyük engellerle ilişkin aşırı kış soğuğundan söz edilmişti. Ama orduyu yerle bir eden tifüs ve dizanteri hastalığına rastlanılmıştır. 1861-1865 seneleri arasındaki Amerika İç Savaşı'nda sadece Kuzey kuvvetlerinden 220 bini, tifo, dizanteri ve tüberküloz gibi salgın hastalıktan hayatını kaybetmiştir.

Kolera Dönemi

1854-1856 senelerinde gerçekleşen Kırım Savaşı'nda da Fransız kuvvetlerinin 20 bini savaş sırasında, 50 bini ise birçok salgından yaşamını yitirmiştir. İngilizler, askerlerinin 5 binini savaş sırasında, 17 binini ise hastalıklardan kaybetmişti. Fransız ordusunun başında olan Saint-Arnaud ve İngiliz ordusunun başındaki Lord Reglan kolera sebebiyle hayatını kaybetmiştir. Türkiye'de ise yapılan Balkan Savaşları'nda Trakya'yı ve İstanbul'u saran kolera hastalığının ne denli büyük kayıplara sebebiyet verdiğini ve çok fazla güçlüğe yol açtığı biliniyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında 1915'te Çanakkale Savaşlarının en zorlu zamanında Osmanlı ordusu, müttefiklerinden istenilen güç ve mühimmat yardımını sağlayamamıştı. Çünkü müttefik Avusturya güçleri, tifüs salgınının etkisi altına altığı Sırbistan üzerinden geçmek istememişti.

Sığır Vebası

Kurtuluş Savaşı sırasında Türk askerleri hem karşı güçlerle hem de salgın hastalıklarıyla kritik bir savaş yaşamıştır.  İsmet (İnönü) Paşa, düşman kuvvetlerinden değil de sığır vebasından çekiniyordu. Az sayıda olan fedakar veterinerlerimizin sığır vebasına yönelik başarılı bir savaş geçirmiştir. Belki de veterinerlerimiz olmasaydı Garp Cephesi'ndeki mücadelenin zaferi belirlenmiş olmayacaktı.

Jüstinyen Vebası ve Kara Ölüm

Salgınlar, savaşların haricinde de etkisini göstermeyi başardı. MS 540'ta Bizans İmparatorluğu'nda ortaya çıkan ve imparatorun ismiyle anılan Jüstinyen Vebası gerçekten kritik ölçüde can kaybına neden olmuştu. Hatta can kayıplarından dolayı İmparatorluk çöküşe kadar gitmişti. 1348-1351 senelerinde kıta Avrupa'sında görülen ve Kara Ölüm denilen bir veba salgını da çok fazla sayıda kişinin yaşamını yitirmesine sebep olmuştu.

İspanyol Gribi

1918 senesinde ortaya çıkan ve I. Dünya Savaşı'nın meydana getirdiği olumsuz şartlarla birlikte kısa zaman içinde dünya genelinde etkisini gösteren İspanyol gribi neredeyse 20 milyon insanın hayatını kaybetmesine yol açtı. Türkiye'de de Cumhuriyet'in ilk senelerinde; sıtma, verem, frengi, tifüs, trahom gibi salgın hastalıkların ortaya çıktığı biliniyor.

Aşı ve Anibiyotik

Bakterilerin varlığının ve salgınların mikrobik kökenlerinin fark edilmesi ve mikrobik hastalıkların engellenmesine (aşılarla) ve tedavisine ilişkin ilerlemeler; Pasteur, Koch, Lister gibi isimlerin liderliğinde 19. yüzyılda ortaya çıktı. Bu zamana dek salgın hastalıklar elden bir şey gelmeyerek kabul edilen bir rahatsızlık olarak biliniyor ve salgınla mücadele için doğa üstü başka yöntemlere başvuruluyordu. Bilimsel ilerlemeler, 19. yüzyılın bitişinin üzerine kitlesel salgın hastalıkların hasar veren etkilerini ortadan kaldırmaya başladı. 20. yüzyılın ilk yarısında antibiyotiğin bulunmasıyla da salgın hastalıklara yönelik başarıya imza atıldı.  
Döviz Çevirici

Popüler Aramalar
    En Popüler Haberler

    Yorum Yap

    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde TRSondakika - Dünyadan Son Dakika Haberler, Spor, Dünya, Politika, Sağlık, Forex, Kripto, Ekonomi, Emlak görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.

    Yorumlar

    Henüz yorum yapan yok! İlk yorumu siz yapın...
    Dünyadan Son Dakika Haberler, Spor, Dünya, Politika, Sağlık, Forex, Kripto, Ekonomi, Emlak.

    trsondakika: Türkiye'nin en kapsamlı haber sitesi. Son dakika haberleri ve en güncel haberler trsondakika'da.