Prada'nın 52 bin liralık sandaleti bakın neyden esinlenerek yapılmış!

Dünyaca ünlü İtalyan moda devi Prada, Hindistan'ın Kolhapuri sandalet zanaatını izinsiz kopyaladığı gerekçesiyle sert tepkilerle karşı karşıya. Milano Moda Haftası’nda tanıtılan ve Kolhapuri sandaletlerine benzeyen yeni tasarım, Hindistan’da özellikle Maharaştra eyaletinde büyük tepkiye neden oldu.

Kolhapur kasabası, adını verdiği geleneksel el yapımı sandaletleriyle ünlü. Yüzyıllardır deri ve doğal boyalarla üretilen bu sandaletler, Hindistan’ın sıcak iklimine uygunluğu ve el işçiliğiyle biliniyor. 2019 yılında Hindistan hükümeti bu sandaletlere Coğrafi İşaret (GI) statüsü vermişti.

Krizin Fitilini Ateşleyen Moda Defilesi

Prada’nın Milano’da sergilediği sandaletler, Hint sosyal medyasında kısa sürede gündem oldu. Tasarımın Kolhapuri sandaletlere birebir benzemesine rağmen, kaynak gösterilmemesi büyük tepki topladı. Hindistan’daki zanaatkarlar, üretim sürecine hiçbir katkıda bulunulmamasına rağmen Prada'nın bu tasarımları yüksek fiyatlarla piyasaya sunacağını belirtti.

Şirket, gelen tepkiler sonrası yaptığı açıklamada, Maharaştra’daki zanaat kültüründen esinlendiklerini kabul etti. Henüz üretime geçilmediğini ve ürünlerin tasarım aşamasında olduğunu duyurdu. Ayrıca yerel yönetimlerle ve ticaret odasıyla iletişimde olduklarını ifade etti.

 "Altın mı var içinde?"

BBC’ye konuşan Kolhapuri zanaatkarları ise günlük birkaç dolara üretim yaptıklarını ancak Prada'nın benzer tasarımları yüzlerce dolara satmayı planladığını öğrenince şaşkınlık yaşadıklarını belirtti. 58 yaşındaki Sadashiv Sanake, bu fiyatları duyunca “İçlerinde altın mı var?” sözleriyle isyan etti.

 Yasal Süreç Kapıda

Hindistan’da yerel yönetimler ve zanaatkarlar, Prada’dan telif hakkı ve tazminat talep ediyor. Mahkemeye taşınan süreçte, taraflar arasında iş birliği yapılması için çağrılar da sürüyor. Prada ise ticaret odası ile görüşmelere devam ettiğini ve ilerleyen günlerde konuyla ilgili toplantılar düzenleyeceğini duyurdu.

Kolhapuri üreticileri için bu süreç sadece bir telif davası değil, aynı zamanda yüzyıllık kültürel mirasın korunması mücadelesi olarak görülüyor.