Eda Demirci İsmail Küçükkaya'yı yalanladı, Şahitleri Olduğunu Söyledi
Eda Demirci geçtiğimiz günlerde eski eşi İsmail Küçükkaya'nın kendisine şiddet uyguladığını iddia etmişti. 2016 yılında dünya evine giren çiftin evliliği, Eda Demirel'in 2018 yılında şiddet gördüğünü iddia ederek boşanma davası açmasıyla sonlanma yoluna girmişti. Dava sonuçlandı ve 30 Ocak 2020 yılında boşanma gerçekleşti.
İsmail Küçükkaya şiddet iddialarını reddetmiş
ve “Bunlar asılsız iddialar. Ortada bir şiddet olmadığı için haliyle delil de yok. Tamamen şahsıma yönelik bir karalama. Hiçbir şekilde şiddet uygulamadım, kötü muamelede bulunmadım. İddia sahibi iddiasını ispat edebilirse verilecek her türlü cezaya razıyım.” ifadelerini kullanmıştı.
Bunun üzerine Eda Demirci yeni açıklamalarda bulundu,
"Benim canlı şahitlerim vardı. Onların şahitliği ve delil olarak sunduğum mesajlaşmalar vardı. Bir şeyleri ispatlamak bu kadar zor olmamalı." ifadelerini kullandı.
Fulya Soybaş'a açıklamalarda bulunan Eda Demirci eski eşi İsmail Küçükkaya'nın iddialarına tek tek cevap verdi.
''Şahitlerim Var''
İsmail Küçükkaya
“Ortada bir şiddet olmadığı için haliyle delili de yok” demişti.
Bunun üzerine Eda Demirci,
"Annem, ablam, dayım ve Arzu isimli bir arkadaşım yaşadıklarıma tanık oldukları için mahkemede çıkıp şahitlik yaptılar. Fiziksel ve psikolojik şiddetin tüm detaylarını anlattılar. Bir gün Mersin’de konsere gitmiştik, bir kadınla mesajlaşmasını yakaladım, kavga ettik. O gün gözüme yumruk attı. Ki bu bardağı taşıran son damlaydı. Ablamı görüntülü aradım. Yüzümün halini gösterdim. Başıma gelenleri anlattım. O da “Eda’yı çok hırpalamışsın, neden böyle yaptın?” diyerek İsmail’e mesaj attı. O mesajlaşmaları ve ayrıca o gün ablam ve annemle, olduğum yerden beni gelip almaları için yaptığım tüm telefon görüşmesi kayıtlarını mahkemede delil olarak sundum. Neden darp raporu almadım? İnsan kendine yakıştıramıyor o şiddeti. Utandım, korktum, çekindim.'' İfadelerini kullanmıştı.
Asla psikolojik şiddet uygulamadım diyen Küçükkaya'ya Demirci'nin verdiği
yanıt ise şu şekilde,
"Kendisine boşanmak istediğimi söylediğimde 'Beni bırakıp nasıl gideceksin, bu hayatı nereden bulacaksın?' dedi. Egolu ve kibirliydi. Bulunduğu makamı beni aşağılamak için kullanırdı. Öğretmen olmamı hor görürdü. Özellikle şiddet olayından sonra 'Sana mı inanacaklar, bana mı, sen kimsin?' diyordu. 'Sen bir öğretmensin, ben İsmail Küçükkaya’yım. Farkında değilsin herhalde?' diyordu. Bunlar psikolojik şiddet değil de ne? Öğrencilerime ‘Haksızlık karşısında susmayın’ derdim. O noktada konuşmaya, başıma gelenleri anlatmaya karar verdim. Daha fazla sessiz kalamazdım."