Yayınlanma: 25 Haziran 2021 16:18
Güncellenme: 21 Kasım 2024 04:25
UBP-DP- YDP azınlık hükümetinin İş Yasası’nın 30. maddesinde değişiklik yaparak çalışanların toplu iş sözleşmesi haklarını ellerinden almak istediğini, konunun haftalardır tartışıldığını, kendilerinin de sürekli olarak çalışanların haklarına ve örgütlü yaşama saldırı niteliğinde bu hatadan geri dönülmesi yönünde çağrıda bulunduklarını belirten Çeler, istifa etse de Çalışma Bakanı Koral Çağman ve partisi DP ile hükümetin tümünün yasa önerisini geri çekmedikçe sendikalaşmayı engelleyen, bitiren taraf olarak tarihe geçeceklerini kaydetti.
İş Yasasında yapılmak istenilen değişikliğin günlerdir tartışılmasına rağmen bazı kesimler tarafından basitleştirilmeye çalışıldığını, bazı kesimler tarafından da tam anlaşılmadığını belirten Çeler, yapılmak istenilen değişikliğin temelinde toplu iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren belirlenen süre içinde taraflarca yenisinin yapılmaması halinde, işveren tarafına toplu iş sözleşmesi imzalamama hakkı tanınacağını, bunun gerçekleşmesi halinde de gerek kamu gerekse özelde sendikalaşmanın olamayacağını ifade etti.
Bizim ülkemizde “İş Akdi” terimi kullanılırken, gelen değişlik yasa tasarısında Türkiye’de geçerli olan ‘İş Sözleşmesi’ ibaresinin yer aldığını belirten Çeler, sadece bu ibarenin bile değişikliğin nereden geldiğinin, ya da kimler tarafından talep edildiğinin göstergesi olduğunu kaydetti.
Hükümetin ya yasaları bilmediğini, ya da işine gelmediği noktada yasalara rağmen adım atmakta çekinmediğini belirterek, Hayat Pahalılığı ödeneğinin durdurulması ile erken seçim tarihinin belirlenmesi amacıyla AD Hoc Komite kurulmasını örnek gösteren Çeler, “ Kıbrıs Türkü üzerinde bir oyun oynanmaktadır. Örgütlü yapının bozulması adına da bir oyun oynanmaktadır. Oyuncular da bellidir” dedi.
Erken seçimle ilgili Ad Hoc komitesinde alınan kararın Meclis’te oylanması için salt çoğunluğa yani 26 sayısına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Çeler, “Bu memlekette Anayasa, yasalar vardır, kimse de bunlara rağmen adım atmaya kalkmasın” dedi.
Hükümet partileri koltukta kalmak adına oyunlar oynarken diğer yandan halkın günden güne fakirleştiğini, alım gücünün düştüğünü belirten Çeler, hükümetin halkın ekonomik sorunlarını çözmediği gibi, öyle bir gailesi de olmadığını belirtti. İçinde bulunulan şartlarda halkın ekonomisinin düşünülerek hareket edilmesi ve ona göre kararlar alınması gerektiğini kaydeden Çeler, hayat pahalılığının gerçek rakamlar üzerinden hesaplanmasının önemine vurgu yaptı.
Ülkedeki asgari ücretli ile özel sektör çalışanlarının gerçekten zorda olduklarını belirterek hükümetin ekonomiyi toplum yararına güçlendirme yönünde çalışmalar yapması gerektiğini belirten Çeler, bunun yapılmaması halinde ülkedeki kaosun daha da derinleşeceği uyarısında bulundu.