Yayınlanma: 15 Temmuz 2021 17:48
Güncellenme: 21 Kasım 2024 07:55
“*Biz şehitleriyle yaşayan, şühedanın ölmediğine inanan, diri olduklarına iman eden bir dinin müntesipleriyiz. Biz İstiklal Marşı’nda dahi şehitliği arzulayan, şehitliği yücelten şühedanın emanetini evlatlarına hatırlatan bir milletiz. Her karışında bir yiğidin yattığı bu güzel ülkenin asıl sahibi, şehitler ve gazilerin başını çektiği kahramanlardır. Bu ülkenin sahibi 'Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' diyen vatan aşıklardır. Bu ülkenin sahibi eve erzak almaya değil, 'devletimize sahip çıkmaya geldik' ya Batuhanlardır. Bu ülkenin sahibi, ömrünün baharından gök ekin gibi toprağa düşen Abdullah Tayyip’tir. Daha 15 yaşındayken şehadet şerbeti içen Halil İbrahim Yıldırım’dır. Bu ülkenin sahibi, bir yıllık hasadını, çocuklarının rızkını, gözünü kırpmadan feda eden Kahramankazanlı çiftçilerimizdir. Bu ülkenin sahibi, yüreklerinde iman, ellerinde bayraklarla hainlere meydanları dar eden cesur kadınlardır. Günde beş vakit ezanlarımız eğer gökyüzünü süslüyorsa, minarelerimizden 'Allah-u Ekber' nidaları eksik olmuyorsa, bağımsızlığımızın timsali al bayrağımız 780 bin kilometrekarenin her karışında gururla dalgalanıyorsa, bu millet geleceğine umut ve güvenle bakabiliyorsa, Türkiye hedefleri ve idealleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyorsa, bunların hepsinin gerisinde ölümü öldüren kahramanların canı, kanı, gayreti, fedakarlığı vardır. *15 Temmuz, milletin, milli iradenin, demokrasiye gönül verenlerin zaferidir. 15 Temmuz hakkın batıla, adaletin zulme, istiklalin istiskale galip gelmesinin adıdır. Milletimiz 15 Temmuz’daki direnişi ile hem bir darbe girişimini püskürtmüş hem de ülkemizi teslim almayı hedefleyen bir işgal teşebbüsünü engellemiştir. Genci yaşlısıyla bu millet Türkiye’nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Türk milleti sokakta istiklalini korurken milletin vekilleri de bu yüce çatı altında demokrasiye, milli iradeye sımsıkı sahip çıkmıştır. Milletvekillerimiz, Gazi Meclisin şanına yaraşır bir şekilde, tepelerine atılan bombaları rağmen, halkın emanetini yere düşürmemiştir. Bu vesileyle o gece engelleri aşarak, tankların çevresinden dolanarak, namluların ucundan yürüyerek TBMM’ye gelen ve milletin vekili olmanın sorumluluğunu bihakkın yerine getiren herkese şahsım, milletim ve ülkem adına şükranlarımı sunuyorum. Tarih, 15 Temmuz gecesi yaşanan diğer kahramanlıklar gibi Gazi Meclisimizin çatısı altında sergilenen bu dayanışmayı da altın harflerle yazacaktır. Nasıl İstiklal Harbi'mizi sevk ve idare eden Büyük Millet Meclisimizin üyeleri aradan geçen bir asra rağmen halen hayırla yad ediliyorsa, yeni Türkiye’nin istikbal mücadelesinin önderleri de inşallah hep şükran ve minnetle anılacaktır. *Vatanımızın bekası, milletimizin birlik ve dirliği, Türkiye'nin topyekun refah ve huzurundan başka hiçbir hedef peşinde koşmadık. Bugün de aynı hassasiyetle çalışıyor, önceliği millet ve memleket olan herkesle, Türkiye ortak paydasında buluşmaya gayret ediyoruz. *Siyasi partilerimiz, fikirlerimiz, hayata bakış açılarımız farklı olsa da hepimiz aynı vatanın, aynı toprağın, aynı iklimin insanlarıyız. Kökenlerimiz, görüşlerimiz ayrı olsa da hepimiz binlerce yıllık ortak bir mazinin, inşallah kıyamete kadar sürecek ortak bir geleceğin sahipleriyiz. Rengini, şehitlerimizin kanından alan ay-yıldızlı al bayrağımız bağımsızlığımızın timsalidir. Her gün 5 defa semaya yükselen ezanlarımız, birlik ve beraberliğimizin remzidir. Bu sene kabul edilişinin 100. yıl dönümünü kutladığımız İstiklal Marşı 84 milyonun ortak hissiyatının sembolüdür. Bugün 5. seneyidevriyesini idrak ettiğimiz 15 Temmuz destanı hepimizin ortak gurur kaynağıdır. Türk'üyle, Kürt'üyle, Çerkez'iyle, Alevi'siyle ve Sünni'siyle, hasılı tüm renkleri ve farklılıklarıyla Türkiye, 84 milyonun tamamının ortak yurdu, ortak yuvasıdır.