Yayınlanma: 10 Mayıs 2021 16:25
Güncellenme: 19 Kasım 2024 14:01
18 günlük tam kapanma sürecinde Eskişehir’de vaka sayılarında gözle görülür bir düşüş kaydedildi. Alınan tedbirlere uyan halkın özverili mücadelesi ve emniyet güçlerinin sıkı denetimleri sayesinde 100 bin kişide 348,10 oranla ‘yüksek riskli’ iller arasında yer alan Eskişehir’in tam kapanma döneminde günlük pozitif vaka sayısı düştüğü görüldü.
Kısıtlamadan önce günlük 550’nin üzerinde olan günlük pozitif vaka sayısı, kısıtlamanın 10. gününde 200’e kadar geriledi.
900 bin kişinin yaşadığı ilde PCR testi pozitif çıkmasına rağmen herhangi bir semptom göstermediği için evinde tedavi edilenlerin sayısı ise 5 bin seviyesinden 3 bin 265’e düştü. Koronavirüs tedavisi uygulanan Yunus Emre Devlet Hastanesi, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Eskişehir Şehir Hastanesi’nde 28’i entübe, 105’i yoğun bakım olmak üzere toplam 437 hastanın tedavisi sürüyor.
Sağlık Bakanlığı'nın Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasındaki risk haritasında Eskişehir’in tamamına yakını ‘çok yüksek risk’ anlamına gelen kırmızıyla kaplıyken, son 10 günde görülen vaka düşüşünün ardından büyük bir kısmı yeşile döndü.
Eskişehir Şehir Hastanesi Covid-19 yoğun bakım hemşiresi Rıdvan Çetinkaya konuya yönelik yaptığı açıklamada koronavirüs sürecinde sağlık çalışanlarının psikolojik olarak etkilendiğini söyledi.
Özellikle yoğun bakım çalışanlarının en riskli alanlarda görev yaptıklarını ifade eden Çetinkaya, “Olabilecek en riskli bölgedeyiz şu anda. Virüsün bulaşma riskinin en yüksek olduğu nokta genellikle entübasyon ve aspirasyonlar. Sonuçta hastanın doğrudan ağzının içine müdahale ediyoruz. O yüzden en riskli noktada yoğun bakımcılar olarak biz varız” dedi.
Vaka düşüşünün sağlık çalışanlarını mutlu ettiğini söyleyen Çetinkaya, yoğun bakımda hastaların nefessiz kalarak hayatlarını kaybetmelerine şahit olduklarını ve buna çok üzüldüklerini söyledi.
Psikolojik olarak çok etkilendiklerini belirten Çetinkaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu düşme eğilimi bizim için çok iyi. Vaka sayıları düştükçe, yoğun bakıma geliş oranları da yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Bu da bizim iş tempomuzu çok fazla etkiliyor. İnsanların Covid ile mücadelesinde birebir çok defa şahit olduk. Durduğu yerde hiçbir sıkıntısı yokken oksijensiz kalmak, su içinde olmadan boğulmak çok kötü bir şey gerçekten. Psikolojik olarak çok etkileniyoruz biz. Aşılar sayesinde, yaşlı nüfusumuz aşılandığı için vakaların yaş ortalaması düşmeye başladı. Genç insanların hastalığının daha kötüye gitmesi bizi çok üzüyor. Maskesiz, sosyal mesafesiz olan insanların burada sadece bir gün geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Buradaki insanların oksijen açlığını, bu hastalıkla nasıl savaştığını görmeleri gerekiyor. Bunu görmeden kolay kolay anlamayacaklarını düşünüyorum”