Yayınlanma: 24 Aralık 2022 16:16
Güncellenme: 19 Kasım 2024 21:44
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Habertürk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin sorulara yanıt verdi.
Bakan Bilgin, 8 Eylül 1999'dan önce işe girmeyenlerin ne kadar borçlanırsa borçlansın EYT'den yararlanamayacağını EYT'nin bu tarihten önce işe başlamayı zorunlu kıldığının altını çizdi. Bakan Bilgin, EYT'de yaş sınırı konusunda henüz karar verilmediğini, çalışmanın 26 Aralık'ta Cumhurbaşkanı'na sunulacağını belirterek, en geç ocak ayında Meclis'e geleceğini belirtti.
İşçilerin asgari ücret artışından memnun olduğunu belirten Bakan Bilgin, asgari ücrete ara zam konusunda ise "Olağanüstü şartlarda yeniden müdahale ederiz, geçen sene nasıl temmuz ayında müdahale ettiysek ihtiyaç olursa geçen seneki gibi zam yapılabilir." ifadesini kullandı.
Bakan Bilgin, çalışanların vergi dilimine ilişkin de açıklama yaptı. Bilgin, "Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi dilimlerinde düzenlemeyle ilgili bir çalışma yapıyor. Hazine ve Maliye Bakanımız açıkladığı zaman bunun da çok olumlu etkisi olacaktır. Çalışanları çok rahatlatacak. Yani 'Ocak ayında aldığımız maaşı niye temmuzda, ağustosta alamıyoruz' eleştirisini cevaplayacak bir düzenleme çalışması yapılıyor."diye sözlerine devam etti.
Emekli maaşlarına ne kadar artış yapılacağı sorusuna da yanıt veren Bilgin, "Aralık ayı enflasyonu açıklandıktan sonra Ocak ayında belli olacak. Aralık ayında enflasyon düşüşü devam edecek. Biz tüm bunları değerlendirerek alım gücünü destekleyecek oranda karar vereceğiz. Memura ve emekliye enflasyonun üzerinde zam yapacağız." diye açıkladı.
Bakan Bilgin'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;
ASGARİ ÜCRET ARTIŞI BEKLENTİYİ KARŞILADI MI?
Sendikaların iyi oldu demesini beklemek doğru değil. Türk-İş daha önce açlık sınırını 7 bin 785 lira olarak açıklamıştı. Bu bilimsel olmayan tespitler üzerine yapılmış bir çalışma. Onlar taleplerini güçlendirmek için böyle şeyler yapabiliyorlar. Ama kamuoyunun bunu böyle algılaması oldukça sorunlu oluyor. Kendi pozisyonlarını güçlendirmek için yaptıkları açıklamalar sorunu güçleştiriyor. Sokağın beklentisi ile işçilerin meseleye bakışı farklı.
"İŞÇİLERİMİZİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU ASGARİ ÜCRETTEN MEMNUN"
Türkiye'deki açlık sınırı, yoksulluk sınırı gibi tartışmalar büyük çoğunluğu bilim dışıdır. Bilimsel araştırma mantığına dayanmamaktadır. Ankara'da 15 marketten alınan fiyatla, Türkiye'nin açlık sınırı algısını yönetmek nasıl bir sorumsuzluktur? Bunu şiddetle reddediyorum. Bizim belirlediğimiz asgari ücret işçilerin büyük çoğunluğu tarafından makul bulunmuş, değerli bulunmuştur. Bugünkü şartlarda verilebilecek asgari ücrettir. Şimdi enflasyon ve kur sabitlenmiş durumda. Enerji fiyatlarında yükseliş yok, hatta bir miktar düşüş var. Asgari ücretin yükselmesinin bütün fiyatlara yansıyacağını söylemek mümkün değil. Bu artış enflasyonu sınırlı derecede etkiler.