Felaketin 22. Yılında Kandilli Rasathanesi’nden Korkutan Tahmin
Türkiye’nin en acı günlerinden biri olan 17 Ağustos büyük Marmara depreminin yıldönümünde Kandilli Rasathanesi Müdürü Özener önemli açıklamalarda bulundu. Olsa Marmara depreminin 7’nin üzerinde olmasının beklendiğini belirten Özener, “Hep 'Allah korusun' deriz ama Allah da insana bir akıl vermiş. Allah'ın vermiş olduğu bu aklı da kullanmamız lazım” dedi.
Felaketin 22. Yılında Kandilli Rasathanesi’nden Korkutan Tahmin- 17 Ağustos depreminin 22.yıldönümünde
Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener olası Marmara depremine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Aradan 22 yıl geçmesine rağmen herkesin aklına kazınan 17 Ağustos depreminin yaraları hala taze. Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biri olan 7,4 şiddetindeki Marmara depremi 17 Ağustos 1999 sabahı yerel saatle 03.02’de gerçekleşti ve resmi raporlara göre 17 bin 480 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Depremin 22. yıl dönümünde konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ise olası Marmara depremi konusunda uyarıda bulundu.
Özener, vatandaşın genellikle depremin ne zaman ve nerede gerçekleşeceğine yönelik bilgi talep ettiğini ancak böyle bir teknolojinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını belirtti ve konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:
“1999 depremi sırasında bizim sadece 30 tane deprem izleme istasyonumuz vardı. Dolayısıyla depremi belli bir büyüklüğe kadar tespit edebiliyorduk. 1999 depremi sonrası gerçekleşen projelerle bugün Türkiye'yi 476 farklı sensörle 7 gün 24 saat takip edebiliyoruz. Aynı zamanda Marmara bölgesinin deniz tabanına yerleştirmiş olduğumuz sismik istasyonlarla 0.2 büyüklüğündeki depremleri dahi tespit edebiliyoruz. Aynı zamanda yer kabuğundaki hareketleri milimetre hassasiyetinde tespit ederek, hangi faylarda ne kadar enerji biriktiğini ve ne büyüklüğünde depremler olabileceğini ön görebiliyoruz.
Vatandaşların bizlerden beklentisi depremin nerede ve ne zaman olacağı yönünde oluyor. Ancak biz sadece biriken enerji kapsamında hangi bölgelerde ne büyüklükte deprem olabileceğini söyleyebiliyoruz. Zaman verme şansımız yok. Böyle bir teknoloji dünyanın hiçbir yerinde yok”
Türkiye’deki Aktif Fay Sayısı 550
"Diri fay haritasına baktığımızda Türkiye'de 550 civarında aktif fay bulunuyor. Bunlar tespit edilebilen faylar. Türkiye'nin herhangi bir yerinde deprem olması sürpriz değil. Ancak kuzey Anadolu fayının 1939 Erzincan depreminden sonra depremlerin batıya doğru bir göçü var. Bu göçün Marmara Denizi'ne kadar geldiği tespit ediliyor. Bir de 1912 Şarköy Mürefte Depremi var. Dolayısıyla aradaki boşluğu bir Marmara Denizi boyunca yaklaşık 130 kilometrelik bir alanda sismik boşluk olarak değerlendirebiliyoruz. Erzincan Yedisu segmenti ve Doğu Anadolu'da bulunan belli bölgeleri uzun süredir deprem üretmiyor. Bu bölgelerin deprem tehlikesi altında diyebiliriz.”
Olası Marmara Depremi'nin 7'nin Üzerinde Olması Bekleniyor
Olası Marmara depreminin 7 üzerinde bir şiddeti olabileceğini belirten Prof. Dr. Özener “Önemli olan depreme hazırlıklı olmak” dedi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu noktada hem vatandaşa hem de karar vericilere önemli yollar düşüyor. Türkiye'nin depreme yüzde yüz hazır olan bir ülke olduğunu sanmıyorum. Ancak deprem olduğunda dünyanın en gelişmiş ülkesi de olsa can ve mal kayıpları olabiliyor. Aynı zamanda vatandaşlarımızda bilinç olarak bir eksiklik var. Çünkü kaderci bir milletiz. Hep 'Allah korusun' deriz ama Allah da insana bir akıl vermiş. Allah'ın vermiş olduğu bu aklı da kullanmamız lazım”
Depremle ilgili doğru bilinen yanlışlara da değinen Haluk Özener,
“Depremler genelde doğa olaylarına bağlanıyor. 'Hava deprem havası, güneş tutulması ya da ay tutulması oldu deprem olacak' gibi söyleyenler doğru değil. Yani doğa olayı oldu diye deprem olmuyor. Zaten depremler kendi kendine oluyor. Bir de 'küçük küçük depremler olduğunda fay hatları rahatlıyor' deniliyor. Bu durum teorik olarak doğru, ancak pratikte bu durum mümkün değil. Çünkü her depremin arasında 32 kat enerji farkı var” ifadelerini kullandı.