Yayınlanma: 19 Ekim 2020 20:44
Güncellenme: 22 Kasım 2024 12:53
"Ben sergimi açıyordum. Neden maske takmadığımı sordu. Ben de kendisine artık canımdan bezdiğimi ölmek istediğimi söyledim. Buraya sermaye yatırdık. İnsanlar alışveriş yapmıyor. Oyuncak almaya maddi durumları yatmıyor. Bir yıldır buradayım. Para kazanamayınca canımdan bezdim. Attığımız taş ürküttüğümüz kuşa değmiyor. Akşama kadar 15 lira ile tezgâh kapatıyoruz. Benim iddiam 100 güne kadar bu cadde üzerinde 10 esnaf patlar. Zaten cepten yiyorlar. Kiralar yüksek alışveriş yok. Kepengi açınca 1-2 bin lira yazar. Zaten satılık dükkân çok. Gizli satılıklar da var. Adam satılık yazmaya utanıyor ama pazarlık yapsan dükkânı bırakır gider. Koronanın ciddiyetinin farkındayım. Görünmeyen bir düşman. Bundan kaçamayız. Bir gün bu hastalık kapımızı çalacak. Korkmuyorum. Bu korkunun beynimde yer etmesini istemiyorum. Maske, korona, hastalık benim son derdim. Cebimde meteliğim yok. Para kazanamıyorum. Birinci önceliğim para. Her esnafın da düşüncesi aynı. Eve ekmek götüremiyorum. Geçimimi sağlamak istiyorum. İkide bir gelip denetim yapıyorlar. Zabıta geliyor. Polis geliyor. Birinde polise kimliğimi verdim ceza kessin diye. Para kazanamıyorum. Ceza yazsalar ödeyemem. Ben batak, bitik adamın tekiyim. 50 tane ceza kes, umurumda değil. Ödeyemiyorum ki… Ülkeyi terk etmeyi bile düşünüyorum."