
Yayınlanma: 29 Aralık 2025 10:04
Güncellenme: 29 Aralık 2025 09:21
Türk Dil Kurumu (TDK), 2025 yılının kelimesini kamuoyuna duyurdu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yaptığı açıklamaya göre, halkın katılımıyla belirlenen 2025 yılının kelimesi/kavramı “dijital vicdan” oldu. Yaklaşık 300 bin kişinin oy kullandığı bu süreçte seçilen kavram, dijital çağda bireysel ve toplumsal duyarlılıklara dair önemli bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Türk Dil Kurumu tarafından her yıl düzenlenen “Yılın Kelimesi” çalışması, toplumun gündemini, duygu dünyasını ve düşünsel yönelimlerini yansıtan kavramları ön plana çıkarmayı amaçlıyor. 2025 yılında yapılan oylamada öne çıkan “dijital vicdan”, özellikle sosyal medya çağında vicdan kavramının geçirdiği dönüşümü simgeliyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, seçilen kavramın dijital çağda vicdanın sorumluluk ve eylemden uzaklaşıp yalnızca bir “tıklama” refleksine indirgenmesini sorguladığını vurguladı.
🏆 2025 Yılının Kelimesi/Kavramı: “Dijital Vicdan”
— Türk Dil Kurumu (@TDK_govtr) December 29, 2025
📌Türk Dil Kurumu ile Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi iş birliğinde yürütülen “2025 Yılının Kelimesi/Kavramı” çalışmasının sonuçları açıklandı.
🔗 https://t.co/mdOtaetudj pic.twitter.com/iYj3F7r8ht
“Dijital vicdan”, bireylerin, toplumsal olaylara karşı duyarlılıklarını çoğunlukla beğeni, paylaşım, yorum veya etiketleme gibi dijital eylemlerle sınırlı tutmasını ifade eden bir kavramdır. Gerçek hayatta sorumluluk almadan, yalnızca çevrim içi tepkilerle vicdani bir rahatlama sağlama durumuna işaret eder.
Bu kavram, özellikle şu soruları gündeme getiriyor:
Sosyal medyada tepki göstermek gerçek bir duyarlılık mıdır?
Dijital farkındalık, somut eylemin yerini alabilir mi?
“Paylaştım, görevimi yaptım” algısı vicdanı rahatlatıyor mu?
Günümüzde; savaşlar, doğal afetler, çevre felaketleri ve toplumsal adaletsizlikler saniyeler içinde sosyal medyaya düşüyor. Kullanıcılar çoğu zaman bu içeriklere bir tıkla tepki veriyor. Ancak “dijital vicdan” kavramı, bu tepkilerin ne kadarının gerçek sorumluluk duygusuyla örtüştüğünü sorguluyor.
Uzmanlara göre; dijital platformlar, duyarlılığı artırmakla birlikte, eylemsiz bir vicdan üretme riski de taşıyor. Bu nedenle “dijital vicdan”, modern toplumun etik sınavlarından biri olarak görülüyor
2025 yılının kelimesi çalışması, yalnızca Türk Dil Kurumu’nun değil, aynı zamanda Ankara Üniversitesi ve İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) iş birliğiyle yürütüldü. Değerlendirme kurulunda yer alan akademisyenler ve uzmanlar, kavramın toplumsal karşılığını ve dilsel gücünü dikkate alarak süreci yönetti.
Bakan Ersoy, açıklamasında bu çalışmaya katkı sunan tüm kurum ve uzmanlara teşekkür etti.
TDK’nın, önceki yıllarda seçtiği kelimelere bakıldığında, toplumsal ruh hâlini yansıtan kavramların öne çıktığı görülüyor. “Dijital vicdan” da bu çizginin devamı niteliğinde. Özellikle dijitalleşme, yapay zekâ, sosyal medya ve etik başlıklarının yoğun biçimde tartışıldığı bir dönemde bu kavramın seçilmesi dikkat çekiyor.
“Dijital vicdan”, sadece bir kelime değil; aynı zamanda bir ayna işlevi görüyor. Bireylerin kendilerine şu soruyu sormasını sağlıyor:
“Gerçekten ne yapıyorum, yoksa sadece izleyip mi geçiyorum?”
Bu yönüyle kavram, hem bireysel hem de toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen güçlü bir mesaj taşıyor.
TDK tarafından 2025 yılının kelimesi olarak seçilen “dijital vicdan”, çağımızın en önemli tartışmalarından birini tek bir kavramda özetliyor. Dijital dünyada duyarlı görünmek ile gerçek sorumluluk almak arasındaki farkı gözler önüne seren bu kelime, önümüzdeki dönemde akademik çalışmalardan medya tartışmalarına kadar pek çok alanda karşımıza çıkacak gibi görünüyor.