
Yayınlanma: 18 Kasım 2025 09:22
Güncellenme: 5 Aralık 2025 03:59
Mahmoud Abbas (Abu Mazen), Kıdemli Filistinli liderlerden biri olarak uzun yıllardır hem Batı Şeria hem de uluslararası arenada önemli bir figür. Ancak son dönemde Gazze Şeridi’ndeki savaşa, Filistin Yönetimi’nin (PA) kapasitelerine ve Abbas’ın siyasi meşruiyetine dair tartışmalar yoğunlaşıyor. Abbas’ın, Gazze’de yeniden etkin bir rol alıp alamayacağı, hem Filistin içi dinamikleri hem de uluslararası aktörlerin planlarını yakından ilgilendiriyor.
Abbas, 90 yaşına erişmiş durumda ve bu yaşla beraber liderliği birçok kişi tarafından politik olarak zayıf ve “sorunlu” olarak değerlendiriliyor.
Washington Post ve AP haberlerine göre, Abbas hâlâ koltuğunda ama Batı Şeria’da yönetimi sınırlı bölgelere yayılmış durumda; tam kontrolü yok.
Uzun süredir seçim yapmaması, PA’ya olan güvenin azalmasına yol açmış durumda.
Anketler gösteriyor ki, Filistin halkı arasında Abbas’a yönelik hoşnutsuzluk büyük: birçok kişi istifasını istiyor.
Bazı Arap diplomatlardan gelen yorumlara göre, Abbas yeniden Gazze’nin yönetime dahil edilmesi planlarında bir “liability” (yük) olarak görülüyor.
Filistin Yönetimi içi yapıların, özellikle PA’nın güvenlik işbirliği ve uluslararası ilişkilerdeki zayıflığı, Abbas’ın elini bağlıyor.
Uzun süredir reform yapmakta zorlanıyor; yolsuzluk, hesap verebilirlik ve yönetim şeffaflığı konularında eleştiriler var.
Abbas, Gazze’deki savaşın derhal durdurulması çağrısında bulundu.
BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada insani yardımların kesintisiz girmesini, sivillerin korunmasını vurguladı.
Ayrıca, Gazze Şeridi’nin “Filistin Devleti’nin ayrılmaz bir parçası” olduğunu bir kez daha dile getirdi.
Hamas’a yönelik net bir duruş sergiliyor: Abbas, savaştan sonra Hamas’ın yönetimde yer almayacağını söyledi.
Abbas, Filistin Yönetimi’nin Gazze’de yetkiyi üstlenmesi için üç ana şart öne koyuyor:
Saldırıların tamamen durması,
İnsani yardımların kesintisiz ve önkoşulsuz sağlanması,
Filistinli sivil halkın tehcir edilmesinin engellenmesi.
Bu şartlar, savaş sonrası Gazze’nin yeniden yapılandırılması ve Filistin Yönetimi’nin orada meşru bir aktör olarak yer alabileceği zemini oluşturmayı amaçlıyor.
Abbas, uluslararası topluma Gazze yönetimi için PA’nın sorumluluk almasını ve tanınmasını teklif ediyor.
Avrupa ve Arap ülkeleri tarafından önerilen “Gazze Yeniden Yapılanma Planları”nda PA’nın rolü tartışılıyor. Bazı planlarda teknokrat bir geçici yönetim kurulması; diğerlerinde ise PA’nın doğrudan yönetime gelmesi öngörülüyor.
Abbas, özellikle BM konferanslarında, Gazze’de sivil kurumların ve Filistin devlet kurumlarının aktif olmasını savunuyor.
Bazı Arap liderler, Gazze’nin yeniden yapılanması için PA’yı destekleyen bir planı benimsiyor.
Ancak Arap diplomatlardan gelen eleştiriler de var: Abbas’ın sağlam bir lider olmadığı, PA’nın kurumsal zayıflığı olduğu ve yeniden Gazze’ye tam kontrol sağlamanın zor olacağı yönünde sözler duyuluyor.
Bazı öneriler, geçici teknokrat bir yönetim kurulmasını ve uluslararası bir mekanizmanın geçici güvenlik sorumluluğu almasını içeriyor.
Abbas’ın meşruiyeti, hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de giderek azalıyor. Onun “otoriterleşmiş” liderlik tarzı, birçok Filistinli tarafından eleştiriliyor.
PA içerisindeki genç nesil ve muhalif kesimler, “yeni liderlik” taleplerini sıklaştırıyor.
Yeni bir PLO / PA başkan yardımcılığı pozisyonu yaratıldı, bu da bir yedek lider ya da potansiyel halef açığına işaret ediyor.
Gazze’nin yeniden inşası büyük mali kaynak gerektiriyor. PA’nın mali durumu ve dış yardım alabilme kapasitesi, bu planları gerçekleştirme açısından kritik.
Kurumsal kapasite: PA’nın Gazze’de etkin bir yönetim kurabilecek devlet kurumları kurup kuramayacağı belirsiz.
Güvenlik: Abbas, Hamas’ın silah bırakmasını ve silahlarını Filistin Yönetimi’ne teslim etmesini istiyor. Ancak bu oldukça iddialı bir taleptir ve pratikte zorlukları büyük.
Bazı Arap devletleri, PA’ya desteği sınırlı tutarak ya da alternatif planlar geliştirerek Abbas’ın planlarını baltalayabilir.
İsrail’in tutumu kritik: Eğer İsrail PA’yı Gazze’nin yöneticisi olarak kabul etmezse, ABBAS’ın vizyonu büyük engellerle karşılaşabilir.
Donör güvencesi: Uluslararası bağışçılar, PA’nın reform yapacağına ve yolsuzlukla mücadele edeceğine dair garantiler isteyecek.
Abbas, “meşru Filistin Devleti” vizyonuyla uluslararası arenada hâlâ güçlü bir figür. Gazze sonrası dönemde bu meşruiyet, PA için önemli bir koz olabilir.
BM ve Arap devletleriyle kurduğu ilişkiler, PA’nın uluslararası bir aktör olarak Gazze’de yeniden varlık göstermesine olanak tanıyabilir.
Abbas yönetimi, uzun yıllardır Filistin kurumsal yapılarında yer alıyor. Bu bir avantaj olabilir: yeniden yapılanma sürecinde tecrübe ve kurumsal bilgi önemli.
Abbas’ın stratejisi, “şartlı sorumluluk alma” yönünde; bu da uluslararası aktörlerle pazarlık gücünü artırabilir (örneğin, insani yardımlar, geçici güvenlik güçleri, yeniden yapılandırma fonları).
Gazze savaş sonrası barış / ateşkes sürecine girer. PA, Abbas liderliğinde teknokrat ve demokratik bir yönetim yapısı kurar.
Uluslararası toplum (BM, Arap devletleri, bağışçılar) PA’ya geniş mali destek sağlar.
Hamas silahlarını bırakır ya da Filistin Yönetimi’ne devreder, PA Gazze’de yeniden kurumsal varlık kazanır.
Seçimler düzenlenir ve Filistinli halk için hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de daha demokratik bir gelecek umudu doğar.
Abbas sembolik bir rolde kalır: PA Gazze ile sınırlı bir işlev alır, ancak tam kontrol sağlamaz.
Güvenlik konularında uluslararası veya geçici mekanizmalar devreye girer (örneğin BM denetimli geçici güçler veya arabulucu komiteler).
PA yeniden yapılanmayı yönetir, ancak mali ve kurumsal kapasite sınırlıdır, yeniden inşa süreci yavaş ilerler.
Abbas sonrası liderlik tartışmaları başlar, halef belirlenmeye çalışılır.
Abbas’ın otoritesi kritik ölçüde sarsılır, Filistin Yönetimi’nin Gazze planları başarısız olur.
Hamas yeniden güç kazanır veya alternatif bir aktör ortaya çıkar.
Uluslararası destek yetersiz kalır, yeniden yapılandırma süreci durur ya da çok yavaş ilerler.
Seçimler yapılamaz, kurumsal kaos artar ve Filistin davası için önemli bir varlık krizi doğar.
Mahmoud Abbas’ın Gazze sonrası planları, hem büyük gelecek potansiyeli hem de önemli riskler barındırıyor.
Meşruiyeti erozyona uğramış bir lider olarak, yeniden Gazze’de güçlü bir konum elde etmek istiyor.
Uluslararası aktörler (BM, Arap devletleri, bağışçılar) stratejik bir rol oynayabilir ve PA’yı destekleyebilir.
Ancak PA’nın kurumsal ve mali kapasitesi, Hamas’ın silahsızlandırılması talebi, ve Abbas’ın iç siyasi meşruiyeti, bu vizyonun gerçekleşmesi önünde ciddi engeller.
Abbas’ın Gazze vizyonu başarılı olursa, hem Filistin devleti açısından sembolik bir zafer hem de pratik bir yönetim dönüşüm fırsatı olur. Başarısız olursa, Filistin Yönetimi için varoluşsal bir kriz ve geleceğe dair belirsizlik derinleşir.