Yayınlanma: 7 Temmuz 2023 15:16
Güncellenme: 20 Kasım 2024 21:00
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İller Bankası Macunköy Tesisleri'nde, Kahramanmaraş depremlerinden etkilenmiş olan illerin hızla ayağa kaldırılması ve afetzedelerin evlerine kavuşmaları hakkında "Yerinde Dönüşüm" projesinin detaylarını açıklayan bir konuşma yaptı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, depremzedelere ilişkin Yerinde Dönüşüm projesini anlattı. Vatandaşlara hibe ve faizsiz kredi verileceğini ifade eden Bakan Özhaseki fay kırıkları üzerinde yapılaşma olmayacağını belirtti.
Bakan Özhaseki'nin açıklamaları ise aşağıdaki gibi:
“Bundan sonraki dönemde yapacağımız yol haritalarını paylaşmak istiyoruz. En büyük felaketle karşı karşıya kaldık. 11 ilimizi derinden etkiledi. 14 milyon insan bundan etkilendi ve 50 binden fazla canımızı toprağa verdik. Büyük bir afetti, altından kalkmak kolay değildi. 680 bin konut, 170 bin bağımsız birim diye tarif edebileceğimiz depo, işyeri, dükkan gibi yerler yıkıldı veya yıkılmaya devam ediyor.
Çok duygusal anlar yaşandı. Kumbarasını boşaltan çocuklar, haccını erteleyen yaşlılarımız, parasını gönderen insanlar duyduk ki mütehassıs olduk. Bölgeye gelen birçok yabancı misyon şefleri, büyükelçiler bize hep şunu söylediler; "Bizim başımıza böyle felaketin yarısı gelseydi biz bunun altından kalkamazdık" Böyle bir felaketin altından kalkacak millet varsa o da Türk milleti. Hiç kimse unutmasın, Türkiye deprem ülkesidir. Son 100 yılda anakaramızda ve denizlerde meydana gelen 6 ve üzeri deprem sayısı 226. Yani her sene neredeyse 2-3 tane yıkıcı şiddette depreme maruz kalıyoruz. 1,5 senede bir bu topraklarda yıkıcı deprem meydana geliyor. Böyle bir ortamda bize düşen şey depremlerden ders almak ve ona uygun şekilde adım atmak.
99 Marmara depremine üzüldük, oradan bir ders aldık. Depremden sonra yapılarla ilgili yönetmelikler geliştirdik. Aradan geçen 23-24 yıl boyunca buna harfiyen uymaya çalıştık. Emin olun son depremde 99'dan sonra yapılmış olan hiçbir bina yıkılmadı. Ona uymazsanız onun açıklarını arayarak fikirler peşinde koşarsanız bir felaket bekler.
Deprem bölgesinde yıkımlar devam ediyor. Sağlam zeminleri arayıp bulduk, rezerv konut alanlarında ihtiyaçları gidermek için inşaatlara başladık. Kaba inşaatlar bitti, Ekim, Kasım, Aralık gibi teslimata geçeceğiz. Oralarda TOKİ tünel kalıp sistemiyle yapıyor. Zemin+4 gibi yükseltiyi geçmiyor. TOKİ'mizin bu konuda verdiği sınav. 99 depreminde ne kadar kamu binası varsa hasarı onlar gördü. Devlet olarak yapıyoruz fakat binalar ilk depremde çöküyor. Bir yıl içinde 319 bin konutu bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz.
Planlamalar hususunda kararlarımız kesinleşti. Vatandaşlarımız şehirlerinde hatıralarını terk etmek istemiyorlar. Bölgede toplantılar yaptık, genellikle klasik brifinglerin aksine yüzlerce rakamın verildiği vs... işlerden ziyade o bölgenin insanlarıyla sivil toplum örgütleriyle bir araya gelerek ne düşündüklerini sorduk, beklentilerinin ne olduğunu anlamaya çalıştık. Yaptığımız planlamaları gösterdik, saatlerce tartıştık. Yeni modeli kendilerine anlattık. Bu modelin doğru olduğu hususunda bizlere teşekkürlerini ilettiler.
Eğer biz yerinde dönüşümü sağlayabilirsek şehirlerde hayat yeniden canlanacak. Burada bakanlık denetiminde birkaç yıl sürecek olan faaliyetten bahsediyorum. Dört kırmızı çizgimiz var. Taviz vermemiz mümkün değil. Fay kırıkları üzerine yapılaşma olmayacak. Bilim adamları genellikle 60 metre ende yapı yasağı getirilmesini söylüyorlar. İkincisi zeminde sıvılaşma olan yerler var. Bina içine çöküyor, sıvının geldiği yere doğru yatıyor. Zeminde sıvılaşma olan yerlerde yapı yapılamayacak. Üçüncüsü dere yataklarına da yapı yapılması mümkün değil, cezai müeyyideler Meclis'e gelecek. Uçakta 2 pilot olur, birisi yedektir. Durmadan komutları tekrarlarlar. Birisi komutu verdiğinde diğeri okey diyerek devam eder. Yukarı çıkıyorsunuz can taşıyorsunuz, 200-300 kişinin canı size emanet. En sevdiklerimizi içinde barındırdığımız evleri yaparken birşey olmaz, sulamayı unuttuysan sonra olsun, etriye takılmadıysa birşey olmaz mantığıyla hareket ediyorlar. Sıfır tolerans olduğunu söyleyelim.
İnşaat maliyetlerini hesaplayarak kredi ve hibe yöntemleri geliştirdik. Vatandaşlar konut yapmak istediklerinde yarıdan fazlası bir araya gelirse imkan vereceğiz. Konutlar için 500 bin dükkanlar için 250 bin lira nakdi yardımda bulunacağız. Konutlar için 500 binle 800 bin lira arasında kredi verilecek. Dükkanlar için de 250 bin ile 500 bin lira arasında kredi verilecek.
Dükkanlarda hibenin dışında 500 bin liraya kadar kredi vermeye devam edeceğiz. Bir taraftan hibe vereceğiz bir taraftan hibe vereceğiz. Buradaki krediler 2 yıl ödemesiz 10 yıl vadeli olacak, faiz sıfır olacak. Böyle olunca bu kredinin işe yarayacağını söyleyeceğiz. Paraları hak ediş karşılığında vereceğiz. Anadolu'da evleri tüzel kişilik üzerine yaptıranların ev ve dükkanları yıkılmış insanlar oluyor. Kentsel dönüşümden bunları karşılayıp konutları yıkılanları hak sahibi yapacağız. Bölgede 22 adet imar ofisi kuruyoruz. İmar disiplinini sağlamak kolay değildir.
Anadolu'da genellikle çok olur. Baba ev yaptırmıştır 5 katlıdır, birer katına çocuklarını oturtmuştur. Babanın üzerinedir evler, ölmeden de kimse sesini çıkaramaz. Kentsel dönüşüm tarafında bağımsız birimlerde oturan evlatları varsa ispatlayabiliyorlarsa onları hak sahibi olarak görmeye devam edeceğiz.
Bir apartmanda oturan vatandaş kaç kişiyse yarıyı geçen oranda anlaştıklarında ve müteahhite vermek istediklerinde TİP sözleşmeleri hazırlayacağız. Vatandaş müteahhitleriyle çok rahat anlaşabilecekler. Müteahhit sıkıntıya girip ayrılırsa TOKİ olarak devreye girip evlerini biz tamamlayacağız. Vatandaşın inşaatı yarıda kalmayı tamamlayıp hak sahiplerine teslim edeceğiz.
Ruhsattan iskana kadar her aşamada bakanlığın hem yetkisi hem kontrolü var, taviz vermeyeceğiz.
Maliyetten tasarruf edeceğiz. Yerinde dönüşümde birçok masraftan devlet millet olarak bütçeden harcamamış olacağız. Ekonomi oralarda canlanacak. Yerel mühendis, mimarlar, müteahhitler devreye girip iş yapacaklar. Şu anda yıkımdan dolayı boş gibi gözüken manzara en kısa süre içinde yeniden bir şehrin ihyası olarak karşımıza çıkacak.”