Yayınlanma: 3 Ağustos 2020 10:10
Güncellenme: 22 Kasım 2024 14:28
"Bizden önce inceleme raporu hazırlayan çeşitli kuruluşlar ve üniversiteler oldu fakat biz Fırat Üniversitesi olarak daha detaylı bir rapor hazırlamak istedik. Çünkü sadece teknik açıdan değil memleketimizin bir arşivi olması açısından da önemliydi. Çünkü bazı mahallelerimiz tamamen kayboldu. Aslında onlar birçoğumuzun gençliğimizin geçtiği sokaklardı fakat artık yoklar. Oralara baktığımızda tamamen bir enkaz görüyoruz. O yüzden o mahallelerin eski fotoğraflarını da koyarak hem eski yapı stoğu hakkında bilgi olması hem de teknik anlamda Elazığ'da büyüklüğü 6.8 olan ama süresi 21 saniye gibi çok uzun olmayan bir depremle karşı karşıyaydık. Fakat ciddi bir hasar verdi. Belki kamuoyunda can kaybının az olmasıyla çok anlaşılamadı. 41 sayısıyla çok şükür sınırlı kaldı fakat bizim binlerce binamız ağır hasar gördü. Dolayısıyla bu bizim için büyük bir tecrübe oldu. Bunu bizim teknik olarak aktarmamız gereken bir yükümlülük olarak biliyoruz. Biz de arkadaşlarımızla beraber gerekli olan binalardaki inceleme çalışmalarını yaparak rapor haline getirdik. Burada Elazığ'ın tarihinden, geçmişte yaşadığı depremlerden bahsettik ve bu depremlerde bazı önemli hasarların olduğu ve dikkatlerden kaçtığı, aslında resmi olarak dikkate alınması gerektiği ortaya çıktı. Bunları inşaat mühendislerinin, mimarlarımızın ileride tasarımlarında kullanmalarını istiyoruz ve bir daha bu sıkıntıları yaşamak istemiyoruz. Bu rapor teknik anlamda ve Elazığ'ın arşivi anlamında önemli bir çalışma. Raporumuza kaç binanın orta ve ağır hasarlı olduğunun tespiti girdi. Bir de bizim özel olarak mühendislik anlamında incelediğimiz 100'ü aşkın binamızın ayrıntılı bir şekilde teknik açıdan yoksunluğu, eksikliği ve neler yapılması gerektiğini de rapora ekledik. Dolayısıyla bu mühendislerimiz için çok ciddi bir kaynak oldu."