
Yayınlanma: 30 Nisan 2025 15:29
Güncellenme: 5 Aralık 2025 05:13
Zehra Kınık, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerden biri olan eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı. Ancak onun ismini bu kez bir sosyal sorumluluk projesiyle değil, ölümle sonuçlanan bir trafik kazasıyla duyduk.
2023 yılında yaşanan feci kazada, 17 yaşındaki Batın Barlas Çeki hayatını kaybetti. Kazada üç kişi daha yaralandı. Olay sonrası hazırlanan bilirkişi raporu, Zehra Kınık’ın yüzde 100 kusurlu olduğunu net şekilde ortaya koydu.
Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin yanı sıra, dava dosyasına giren iki farklı bilirkişi raporunda da benzer sonuçlar yer aldı: Biri yüzde 100 kusurlu, diğeri ise asli kusurlu dedi.
Dava, kamu vicdanını yaralayan bir şekilde ilerliyor. Bugün yapılan duruşmada, eski Kızılay başkanının kızı Zehra Kınık’ın yargılandığı dava 26 Mayıs’a ertelendi. Serbest yargılanan Kınık, şimdiye kadar tek bir gün bile cezaevine girmedi.
Bu dava, Türkiye’de adaletin kimin için nasıl işlediğine dair derin tartışmaları beraberinde getiriyor. “Ne kadar güçlü tanıdığın varsa, o kadar az ceza alırsın” algısı her geçen gün daha fazla pekişiyor.
Zehra Kınık olayı, sıradan bir vatandaşla sistemin içinden gelen birinin adalet karşısındaki farkını acı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bilirkişi raporu açık, kusur net. Ancak cezai sonuç sıfır. İşte bu yüzden toplumda adalete güven her geçen gün biraz daha eriyor.
Kamuoyunun aklındaki soru şu: Eğer aynı kazaya karışan kişi Kerem Kınık’ın kızı olmasaydı, sonuç yine böyle mi olurdu?
Soruşturmanın derinliği, cezaların uygulanışı ve davanın sürekli ertelenmesi; Türkiye’de adaletin eşit işlemediğine dair yaygın kanaati güçlendiriyor.