Yayınlanma: 27 Mayıs 2023 15:58
Güncellenme: 22 Kasım 2024 02:49
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna giden süreçte medyanın büyük bölümünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine taraflı yayın yaptığını ve sürecin adil olmadığını açık bir dille anlatan bir analiz yayımladı.
RSF, Erdoğan’ın yurttaşları güvenilir ve çok sesli bir medyadan mahrum bırakmak da dahil olmak üzere seçimleri kazanmak için elinden gelen her şeyi yaptığını ifade etti.
Erdoğan’ın medya üzerindeki kurduğu kontrole ilişkin bilgiler veren RSF “Yıllar içinde bağımsız gazetecilerin topyekûn tacize uğraması, hapse atılması, devlet medyası üzerindeki kontrolün artması, Türkiye'nin en büyük özel medya grubunun hükümet yanlısı Demirören grubu tarafından satın alınması ve cumhurbaşkanını destekleyen medya kuruluşlarına yönelik sübvansiyon sistemi, Erdoğan’ın ulusal medyanın yüzde 85'ini kontrol etmesini sağladı” diye yazdı.
Bu konumlanmanın, yayın süresinin büyük ölçüde adaletsiz dağılımı ve editoryal kontrol de dahil edilmek üzere pek çok sonucu olduğunu ekleyen RSF “1 Nisan'dan 1 Mayıs'a kadar geçen bir aylık süre zarfında Erdoğan, kamu televizyon kanalı TRT Haber'de rakibinden tam 60 kat daha fazla yer aldı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kaynaklarına göre, Erdoğan 32 saat yayın yaparken, Kılıçdaroğlu 32 dakika yayın yaptı. Başka bir deyişle, bir kamu televizyonu sadece bir devlet televizyonu gibi davranmakla kalmadı, aynı zamanda bir adaya karşı diğerinin yanında yer aldı” ifadelerini kullandı.
RSF, analizde A Haber, 24 TV, TV100 ve Akit TV'nin de aralarında bulunduğu 14 TV kanalının 12 Mayıs'ta ortak yayınla yaklaşık bir buçuk saat boyunca Erdoğan’ın röportajı yayınladığını vurguladı. Kılıçdaroğlu'na cevap verme hakkı tanınmadığını da hatırlatan RSF, 14 TV kanalının Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na saldırmasına izin verdiğini kaydetti.
Erdoğan taraftarı kanalların gazetecilik etiğine aykırı davrandığını da söyleyen RSF, gazetecilerin Erdoğan’a hiçbir zaman siyasi yolsuzluk, ekonomik kriz, hükümetin son depremle ilgili tartışmalı tutumu veya şu anda Türkiye'nin vatandaşlarını meşgul eden diğer konular hakkında ciddi bir soru soramadığının altını çizdi.
RSF, analizde Türkiye Temsilcisi Erol Öneroğlu’nun görüşlerini de yazdı. Önderoğlu konuyla ilgili olarak "Türkiye'de basın özgürlüğü ve çoğulculuğa yönelik son derece ciddi ihlallerin gerçekleştirildiği bir sistem yaratıldı. İki adayın ve programlarının artılarını ve eksilerini ya da ülkenin siyasi sosyolojisini tartışabilirsiniz. Ancak gerçek şu ki bu seçimlere, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını demokratik karar alma araçlarından mahrum bırakan bir medya sistemi tarafından büyük ölçüde hile karıştırılmıştır. Bu apaçık hukuksuzluk, açık bir şekilde seçimin güvenilirliğini zedelemektedir." İfadelerine yer verdi.
Türkiye, RSF'nin son Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 16 sıra gerileyerek 180 ülke arasından 165. sıraya geçti.
Türkiye'deki medyayı 'taraflı' yayınları nedeniyle eleştiren Sınır Tanımayan Gazeteciler "Erdoğan medya üzerindeki kontrolünü Türkiye'deki seçimlere hile karıştırmak için kullandı" açıklamasını yaptıhttps://t.co/uHXdThZVTI
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) May 27, 2023