Yayınlanma: 1 Mayıs 2023 16:27
Güncellenme: 8 Ekim 2024 19:39
Ata İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, Denizli'de bir dizi ziyarette bulundu. Bayramyeri'nde esnafla buluşan Oğan, sabah kahvaltısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Seçimlerin son haftasına girilirken yarışın daha da kızışacağını belirten Oğan, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye'yi germeye çalışacaklarını buradan ifade etmek ve uyarmak isterim. Hatırlarsanız ben cumhurbaşkanı adaylarından randevu talep etmiştim. Seçim güvenliği gündemli bu randevu talebimize Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın İnce olumlu cevap vermişti ve kendileri ile görüşmüştük.
Benim bir gizli gündemim vardı. Bu gizli gündemimle cumhurbaşkanı adaylarıyla görüşürken şunu hedeflemiştim; hem seçim güvenliğini konuşalım hem de Türk Milletine cumhurbaşkanı adaylarının cenge gitmediğini, kavgaya gitmediğini, savaşa gitmediğini, cumhurbaşkanı adaylarının konuşabileceklerini gösterelim istedim.
Sayın İnce ve Kılıçdaroğlu ile görüşmemiz toplumun bütün katmanlarında müspet etki yarattı. Maalesef ki Sayın Erdoğan'dan bu güne kadar randevumuza olumlu veya olumsuz herhangi bir geri dönüş almadım.
Buradan çağrıda bulunuyorum; Sayın Erdoğan, cumhurbaşkanı adaylarının görüşebileceğini, konuşabileceğini toplumun seçime gittiğini savaşa gitmediğini, sonuçta dört cumhurbaşkanı adayından birisinin seçimi kazanacağını ama kim kazanırsa kazansın diğer üç adayın bu toplumun içinde büyük bir desteğe sahip olacağını, o sebeple de bizlerin konuşmamız gerektiğini, toplumu germememiz gerektiğini bilmenizi isterim.”
Soylu’nun '14 Mayıs siyasi darbe girişimidir' Sözüne Tepki Gösterdi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun '14 Mayıs siyasi darbe girişimidir' sözünü eleştiren Oğan, “Sayın Erdoğan'a şunu da hatırlatmak isterim; adamlarına sahip çıksın” dedi.
ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan konuyla ilgili şunları söyledi:
“Adamlarını gemlesin. Adamlarının biri İçişleri Bakanı… 14 Mayıs'a darbe olarak nitelendirdi. Hem darbe olarak nitelendirdi hem de kendisi milletvekili adayı. Buradan Süleyman Soylu'ya sesleniyorum ve diyorum ki; madem 14 Mayıs bir darbe girişimidir, sen niye milletvekili adayısın? Adamsan çekil. Madem bu bir darbe girişimi sen bu darbe girişiminin niye bir parçasısın.
Buradan YSK'ya ve onun başkanına çağrıda bulunuyorum; 14 Mayıs millet iradesinin sandığa yansıyacağı ve sizin de kontrolünüzde giden bu seçime darbe diyen Süleyman Soylu'ya niye tek kelime etmiyorsunuz?”
Sinan Oğan, “Bu ülkenin içişleri bakanı artık içişleri bakanı değildir. Seçime darbe diyen birisinden içişleri bakanı olmaz. Derhal görevden alınmalıdır. Biz artık Süleyman Soylu'yu içişleri bakanı olarak kabul etmiyoruz. Bu ülkede şu an içişleri bakanı koltuğu boştur. 14 Mayıs'a sağ salim gitmemizden sorumlu kişi 14 Mayıs'ı darbe olarak nitelendirdi. Peki o zaman Sayın Erdoğan niye aday? Madem 14 Mayıs bir darbe girişimi Cumhurbaşkanı Erdoğan niye aday arkadaşlar” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamalarına da tepki gösteren Oğan şunları söyledi:
“Öteki de çıkmış diyor ki, Adalet Bakanı… Yani bu ülkenin düştüğü duruma bakar mısınız? İçişleri Bakanı 14 Mayıs'ı darbe olarak nitelendiriyor, adaleti sağlamakla görevli Adalet Bakanı ‘Birileri kazanırsa şampanya patlatacak, birileri bilmem ne yapacak' diyor… Binali Yıldırım başka bir telden çalıyor.
Ya arkadaşlar bu ülkeyi kamplaştırmaktan, kutuplaştırmaktan yorulmadınız mı? Bu ülkeyi raydan çıkarmaktan yorulmadınız mı? Sizde hiç utanacak yüz yok mu? Artık yeter Türk Milletini böldüğünüz, parçaladığınız, kutuplaştırdığınız yeter. Ama az kaldı, biz yeniden bu devleti rayına oturtacağız. Hiç kimsenin bu ülkede ötekileştirilmesine, dışlanmasına müsaade etmeyeceğiz.
Bu ülkenin içişleri bakanları, adalet bakanları adam gibi bakanlık yapacaklar. Maalesef ki içişleri bakanları, adalet bakanları bakanlık yapmıyor. Terbiyem el vermiyor ne yaptıklarını söylemeye… Bu ülkede adaleti, Adalet ve Kalkınma Partisi bitirdi. İsminde adalet olan bir parti bu ülkede adaleti bitirdi. İçişleri Bakanı bu ülkenin birliğinin ve beraberliğinin adeta simgesi olması gereken İçişleri Bakanı bu ülkedeki seçimleri darbe olarak açıkladı.”
Açıklamalarının devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Oğan, “Biz buradan sesleniyoruz. Cumhurbaşkanı adayı Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Sayın Erdoğan adamlarına sahip çık. Bu ülkeyi germeye çalışmasınlar. Seçim öncesinde bu ülkeye dönük bir takım provokatif girişimler yapacağınız şimdiden belli olmuştur. Bu açıklamalar tesadüf açıklamalar değil, siz bir takım şeylerin altyapısını mı yapıyorsunuz? Siz bir hazırlık içinde misiniz? Kaybedeceğinizi anlayınca çamura mı yatacaksınız? Buradan bunu mu anlamalıyız. Buna müsaade etmeyeceğiz. Türk Milleti olarak bu ülkeyi bölmenize, parçalamanıza bu ülkeyi bir kardeş kavgasına sürüklemenize müsaade etmeyeceğiz. Artık biz olaya el koyduk” şeklinde konuştu.
Oğan’ın açıklamalarından satırbaşları:
“Bizim kendi yaptığımız bir çalışma ile oy oranımızın bugün itibarıyla yüzde 10'un üzerinde olduğunu büyük bir gururla, keyifle açıklamak isterim. Biz bütün anketleri alt üst edeceğiz. Yapılan bütün seçim tahminlerini alt üst edeceğiz. Biz seçimin son haftasına girdiğimizde bu rakamların katlanarak büyüyeceğini söyleyebiliriz. Hep bir plan çerçevesinde işlerimizi yürüttük. Hiçbir zaman geçici akımlarla sabun köpüğü ilgi ile biz bu işi planlamadık”
“Göçmenleri zoraki gönderdiğinizde hiç eleştirilmeyecek misiniz” sorusuna yanıt veren Oğan,“Biz hukuk içinde bunu yaptığımızda niye düşünelim. Bizi Amerikalılar mı eleştirecek? Buyursun gelsinler bir kısmını onlara verelim. Bizi Almanlar mı eleştirecek? Buyursun gelsin bir kısmını onlara verelim. Hem insan hakları diyeceksiniz hem de aman bize gelmesin diyeceksiniz. Böyle bir insan hakkı yok. Ayrıca biz onları cehenneme göndermiyoruz. Biz onları vatanlarına gönderiyoruz. Bir millete vatanını vermek onurlu bir iştir. Onların vatanı orada işgal altında. Onlar dönmezse oraya bir PKKistan kurulacak.
Biz hukuk içinde herkesi göndereceğiz. Önce ayrıcalıklarını kaldıracağız. Bakın bir Türk eczaneden ilacı para ile alıyor. Sigortası varsa da bir miktarını ödüyor. Bir Suriyeli bedava alıyor. Eczaneden bedava, hastaneden bedava istifade ediyor. Bir Suriyeli kadın Suriye'de yüzde 2,3 doğum hızına sahip. Aynı aile aynı kadın Türkiye'ye göç ediyor. Birden bire doğurganlık hızı 5,3'e çıkıyor. Bir Türk kadının doğurganlık hızı 1,3. Burada bir yanlış yok mu? Hiç düşünmüyor musunuz, burada bir kasıt yok mu?”
“Ayrıca bu mesele sadece o açıdan bakılacak mesele değil. Türkiye'de 5 milyon eli silah tutan yabancı var. Bizim ordu mensubumuz 700 bin. Bunların 2 milyonu, bizim ordu mensubumuzun üç katı, profesyonel askerlik yapmış, katil olmuş, adam öldürmüş. Hepsi değil bir kısmı. Eline silah verdiğiniz zaman anında düzenli orduya dönüşecek 2 milyon insan var. Hiç kimse düşünmüyor mu? İnsanların uykusunun kaçması lazım. Bu gerçek karşısında Süleyman Soylu'nun gözüne uyku girmemesi lazım. Ama Süleyman soylu hala ensar muhacir muhabbeti yapıyor. Farklı provokasyonlar peşinde koşuyor”