Yayınlanma: 17 Aralık 2024 10:16
Güncellenme: 26 Aralık 2024 13:33
Ukrayna hükümeti, Rusya ile olan doğal gaz transit anlaşmasını yenilememe kararını bir kez daha vurguladı. Mevcut sözleşmenin 1 Ocak 2025 itibarıyla sona ereceğini açıklayan Ukrayna Başbakanı Denys Shmyhal, bu tarihten itibaren Rus gazının Ukrayna üzerinden Avrupa'ya taşınmayacağını belirtti.
Başbakan Shmyhal, açıklamayı Slovakya Başbakanı Robert Fico ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Telegram hesabı üzerinden duyurdu. Shmyhal, Rusya dışındaki kaynaklardan gelen doğal gazın transitine açık olduklarını vurgularken, "Avrupa Komisyonu, Rus olmayan gazın transiti için Ukrayna'ya resmi bir öneri sunarsa, bu konuda müzakerelere hazırız" ifadelerini kullandı.
Ukrayna’nın kararı, Avrupa’nın enerji tedarikinde büyük değişimler doğurabilir. Bugüne kadar Ukrayna, Rus gazının Avrupa pazarlarına ulaşmasında kritik bir transit güzergâhı olmuştur. Anlaşmanın sona ermesiyle Avrupa Komisyonu’nun alternatif rotalar ve tedarik kaynakları bulma zorunluluğu artıyor.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gaz transit anlaşması, 2019 yılında imzalanmış ve 5 yıllık bir süreyi kapsıyordu. Ancak iki ülke arasındaki siyasi ve askeri gerilimler enerji anlaşmalarına da yansıdı. Ukrayna, Rusya ile gaz anlaşmasını uzatmama kararını, ülkenin enerji bağımsızlığı politikası çerçevesinde değerlendirdiğini belirtiyor.
Ukrayna’nın bu hamlesiyle birlikte, Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılamak için farklı güzergâhlar ve kaynaklar gündeme gelebilir. Azerbaycan, Orta Asya ve Doğu Akdeniz'den gelen enerji tedarik projeleri öne çıkarken, Avrupa Komisyonu’nun bu konuda hızlı çözümler üretmesi bekleniyor.
Shmyhal, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi:
"Avrupa'nın enerji güvenliği bizim için önemlidir. Ancak Rus gazının transitine son vermek, ülkemizin stratejik hedeflerinden biridir. Avrupa Komisyonu'nun Rusya dışındaki kaynaklara yönelik tekliflerini değerlendirmeye açığız."
Ukrayna’nın Rus gazı transitini sonlandırma kararı, Avrupa enerji piyasasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Avrupa ülkeleri ve enerji kuruluşları, bu değişime hazırlık için alternatif planlarını devreye sokmak zorunda kalacak