Yayınlanma: 24 Eylül 2021 10:38
Güncellenme: 22 Kasım 2024 11:59
Dünya Sağlık Örgütü, 15 yıl aradan sonra hava kirliliği limit değerlerini güncelledi. Hava kalitesi rehberinde temel kirleticiler arasında bulunan PM10 için yıllık limit değer 20 mikrogramdan 15’e; DSÖ’nün kanserojen madde olarak da tanımladığı PM2.5 için ise 10 mikrogramdan 5’e çekildi. Yeni değerlere göre İstanbul’da yıllık hava kirliliği ortalaması, limit değeri yaklaşık 3.4 kat; Ankara’da ise 3.8 kat aşıyor.
Uluslararası Hava kirliliğini önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof.Dr. Selahattin İncecik, “DSÖ’nün bu hamlesi COP 26 taraflar toplantısı öncesinde ülkelerin hava kalitesi standartlarını yeni kılavuz değerlerini esas alarak yeniden güncellemeleri için bir uyarı niteliğinde. Bu duruma göre başta Hindistan olmak üzere pek çok ülkenin hava kalitesi görünüşü daha da olumsuz hale gelecek. İstanbul ise su an uygulanan standartlar çerçevesinde PM bakımından sorunlu bir şehir. Trafik özellikle dizel araçların yol açtığı PM kirliliği şehir içerisindeki inşaat tozlarının da katkısı ile sağlık bakımından ciddi riskler söz konusu” dedi.
Sputnik'ten aktarılan habere göre, özellikle kış aylarında İstanbul ve Ankara’da zaman zaman ciddi kirlilik tablosu oluştuğunu da sözlerine ekleyen Prof.Dr.İncecik, “İstanbul’un havasında çok ciddi oranlarda partikül madde kirliliği var. Kışın bu oranlar daha da artıyor. İstanbul’da yılın yüzde 70’lik diliminde hava kirliliği oranları standartların üzerinde seyrediyor. Kışları kömür kullanımı hala çok yaygın. Avrupa’nın hiçbir şehrinde kömür yakılmıyor. Hava kirliliğinin birinci nedeni kömür kullanımı. Dar gelirli insanlara kömür yerine doğalgaz yardım ödeneği oluşturulmalı. İstanbul’daki araçların yüzde 60’ı dizel. Dizel araçlar da ciddi partikül madde kirliliği yaratıyor. Ağır tonajlı araçlar dahil olmak üzere çok ciddi emisyon kontrol ve ölçümleri yapılmalı. Almanya’daki kriterler aynen uygulanmalı, denetimler kağıt üzerinde kalmamalı” diye konuştu.
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Gökhan Ersoy ise DSÖ’nün raporuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Trafiğin yoğun olduğu karayolları, organize sanayi bölgeleri ve kömür gibi fosil yakıtların kullanıldığı enerji santrallerinin bulunduğu sıcak noktalarda tüm dünyada kirlilik değerleri limitlerin kat be kat üstünde olduğu görülüyor. Bu nedenle kömürü, dizel ve benzinli araçları geride bırakacağımız bir takvimi hemen planlamalı ve geçiş döneminde de fosil yakıtların halk sağlığı etkilerini minimize edecek limit değerlere göre temiz hava eylem planlarını uygulamalı, koruma bölgeleri ilan etmeliyiz” dedi.
Kalitesiz hava, yapılan araştırmalara göre sağlığımızı ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Erken ölüm ve astım, inme, akciğer kanseri, depresyon, erken doğum gibi pek çok sağlık sorunu riskini yükseltiyor. Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan bir araştırma sonucuna göre ise hava kirliliğinin ömrü 2.2 yıl kısalttığı ortaya çıktı.