Yayınlanma: 9 Şubat 2023 18:41
Güncellenme: 22 Kasım 2024 09:09
Tarih boyunca en yıkıcı depremlere şahitlik eden ve hatta deprem sonrası tsunami yüzünden nükleer santral kazası ile felaket üstüne felaket yaşayan Japonya, son zamanlarda Türkiye’de yaşanan depremlerden sonra yeniden gündeme oturdu. Japonya, tarihi boyunca yaşadığı doğal afetlerden sonra önlemler almayı ihmal etmeyip bölgenin doğası gereği ortaya çıkan tehlikelere adapte olmayı başarmasıyla biliniyor.
Geçtiğimiz on yılda, ada ulusu yüzde 20’si 6 veya daha yüksek şiddette olan deprem ve ayrıca çok sayıda tropik fırtına atlattı. Bu olaylara 2011’deki ve tsunami sonrası Fukushima Nükleer Santrali’nde kaza çıkmasına neden olan deprem de dahil. Depremde 15 binden fazla insan hayatını kaybetmişti.
Ülke, uzun zamandır doğal afetlerin yıkıcı etkisini azaltmak için mimarlar ve mühendislerle, teknoloji ve tasarımın sınırlarını zorluyor desek abartmış olmayız.
GÜVENLİ YAPI
Japonya’nın afete karşı koruma endüstrisini diğerlerinden ayıran faktörler arasında bina kusurlarından 10 yıl süreyle sorumlu tutulma da önemli bir yere sahip. 2018 Dünya Bankası raporunda da ardışık depremlere ve sosyoekonomik ve demografik değişikliklere yanıt olarak inşaat yasalarını kademeli olarak değiştirerek Japonya’nın dünyadaki en güvenli ve afetlere en dayanıklı yapılı çevre yarattığı açıklandı.
ZORUNLU TELEFON GÜNCELLEMELERİ
Japonya’daki her akıllı telefona bir deprem ve tsunami acil durum uyarı sistemi kurulması zorunlu. Yaklaşan felaketlerden yaklaşık beş ila on saniye önce tetiklenen bu sistem, kullanıcılara gerekirse hızlı bir şekilde korunmaları için zaman kazandırmayı hedefliyor.
TATBİKAT VE EĞİTİM
Dünyadaki diğer okulların acil durum yangın tatbikatları düzenlediği gibi, Japonya’daki okullarda da düzenli olarak deprem tatbikatları uygulanıyor, bazıları ayda bir kez olmak üzere. Küçük yaşlardan itibaren okul çocukları, bölgelerinde deprem olduğunda güvende kalma yolları açısından önemli ve gerçek bir eğitimden geçiyor. Tatbikatlar sırasında en yaygın yöntem, çocukların deprem bitene kadar sıralarının altına girerek masa ayaklarına tutunmaları. Dışarıda oynuyorlarsa, düşen molozların çarpmasını önlemek için çocuklara doğrudan açık bir alanın merkezine gitmeleri sıkı sıkı tembihlenip kafalarına adeta kazınıyor.
DEPREM ANIT MÜZESİ
Japonya’da nüfusun, gelecekteki doğal afetlere karşı
korunmasına yarımcı olmak için geçmişten ders alınmasına da verilen önem
yadsınamaz. 1995 yılında, Kobe şehri, 5 bin kişinin ölümüne ve on binlerce evin
yıkılmasıyla sonuçlanan Büyük Hanshin Awaji Depremi ile yıkıldı. Şehrin yeniden
inşasının ardından Kobe, Kobe Deprem Anıt Müzesi’ni de inşa ederek afeti
unutmayı reddetti.
Müze, afet esnasında kaybolan insanları anmak için inşa edilse de aynı zamanda
afet önleme ve hayatta kalma konusunda bilgilendirici sergiler ve eğitim
tesisleri ile donatılmış durumda.
HAYATTA KALMA KİTLERİ
Japon halkı depremle yaşamaya adapte olup bu konuda önlem almayı hafife almıyor. Hemen hemen her evde depreme karşı hayatta kalma kitleri mevcut. İlk yardım ekipmanı, su, yiyecekler, eldivenler, maske gibi hayatta kalma araçlarını kitlerin içinde tutuyorlar.
SU TAHLİYE TÜNELİ
Japonya’nın en etkileyici mühendislik harikalarından biri de Tokyo’nun az bilinen su tahliye tüneli. Bu, bölge depremle sarsılırsa ve bu deprem tsunamiyi tetiklerse, şehrin selden korunması gerekir. Bu büyük gizli tünel de siklonlar ve tsunamiler gibi doğal afetlerin neden olduğu sel sularını toplar ve suyu güvenli bir şekilde Edo Nehri’ne yeniden akıtır. İnşası 13 yıl sürdü ve 3 milyar dolara mal oldu.