Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a Sert Sözler!
Kılıçdaroğlu, kamuoyu ile paylaştığı yolsuzluk dosyalarının ardından kendisine dava açan Erdoğan’ı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Ben yolsuzlukları anlatmak istemiyorum. Namuslu bürokrasinin nabzını tutmak istiyorum. Yoksa, yolsuzluk deyince senin adın baş sırada yer alıyor, ön sırada yer alıyor.” dedi.
Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a Sert Sözler! CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya aracılığıyla açıkladığı yolsuzluk dosyaları geniş yankı uyandırdı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından dava açtığını duyurdu.
Erdoğan’ın açıklamalarına yanı veren Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“İsim vermeden bir dosyayı daha gündeme getirdim. Erdoğan “Altında imzam yoktur” diye konuştu. Korktular. Arkadaşın telefonla bağlanmasına izin vermediler.
3 Nisan ‘da 3 milyarlık bir ihale yapılır ve bir firma kazanır. Sonra iptal edilir 2B devreye sokularak… 5’li çeteden birine ikram edilir. Bunlar giderler 5’li çete adına para isterler. Kredi anlaşması yapılır. Kefili hazinedir. İhalenin adı var. Erdoğan diyor ki “Benim hiçbir imzam yoktur.” Sen ihale komisyonunda değil, talimat veren taraftasın.
Ben yolsuzlukları anlatmak istemiyorum. Namuslu bürokrasinin nabzını tutmak istiyorum. Yoksa, yolsuzluk deyince senin adın baş sırada yer alıyor, ön sırada yer alıyor.
Görmediğim belgeyi konuşmam, daha sana çok sürprizlerimiz olacak, senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız sen hiç meraklanma.”
Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk iddialarına ek olarak gündeme ilişkin açıklamalarda da bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
- “Zor günler yaşıyoruz, hep beraber. Ama bunları hep beraber aşacağız. Aşmanın yolu birlik olmaktır, beraber olmaktır, adalette, sevgide, kucaklaşmada buluşmaktır, kimseyi ötekileştirmemektir ve herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi inşa etmektir.
- CHP olarak özellikle son 5-6 yılda toplumun en yoksul kesimlerinin yanında olduk. Sofraya birlikte oturduk. Milletvekillerimiz Anadolu’yu karış karış ziyaret ettiler. Her soruna çözüm üretme gayreti içindeyiz. Taşeron işçi sorunu bir ölçüde çözüldü.
Taşeron İşçi Sorunu
- Taşeron işçilerin sorunu bizim attığımız en önemli adımlardan birisiydi. Önce onları örgütledik, kadro haklarını gündeme getirdik. En sonunda iktidar geri adım attı. Ve işçiler haklarının bir kısmını aldılar. Az kaldı Millet İttifakı’nın iktidarında hastanelerde çalışan taşeron işçilerin haklarını iade edeceğiz.
- Öğretmenlik Meslek Kanununu getirdiler. Herkes karşı çıkıyor. Sözleşmeli, ücretli, kadrolu ayrımı kalkmadı. Size sözüm söz gerçek anlamda bir Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla birlikte çıkaracağız. Öğretmenliği en itibarlı mesleklerden biri haline getireceğiz.
Sözleşmeli, Ücretli Öğretmenliğe Son Vereceğiz
- Az kaldı, bütün öğretmen kardeşlerime sesleniyorum. Siz bu ülkeyi ayağa kaldıracak irfan ordususunuz. Sizin önünüzdeki en büyük engel Cumhur İttifakı’dır. Size söz, gerçek yasanızı biz çıkaracağız. Sözleşmeli, ücretli öğretmenliğe son vereceğiz.
- Terörle mücadelede çatışıp, gazi sayılmayan 21 bin kardeşimize sesleniyorum: Haklar verilirse ne ala. Verilmezse biz Millet İttifakı iktidarında hakkınızı size iade edeceğiz.
- Jandarma’dan 11 bin 500, Kara Kuvvetleri’nden 6 bin, Emniyet’ten 2500 kişi gazi sayılmıyor. Arkadaşlar “15 Temmuz’da tırnağı yaralanana gazilik verildi, biz -35 derece bölücü terör örgütüyle mücadele ettik. Yaralandık. Bizi niye gazi saymıyorlar” diyor.
Şehit Annesine 281 TL Maaş
- Güneydoğu’dan bir annenin mektubu geldi. Berfin Talayhan diyor ki, “Oğlum Mardin Kızıltepe’de şehit oldu. Oğlumun 11 çocuğuna o tarihten beri ben bakıyorum. Verdikleri maaş 281 lira 3 kuruş.” Yazıktır günahtır. Bu devlet bu kadar mı fakirleşti?
- Daha önce bürokratlara seslenmiştim. Direnin demiştim. Aradan bir süre geçti, belgeler yağmaya başladı. Bir video yayınladım, AKP’nin gidişi gidiş değil, bu gidiş ülkeyi felakete götürür dedim.
- Erdoğan AKP’nin akil adamlarını kapı dışarı etti, bütün ailesine partiyi, kurumları peşkeş çekti. Sonra da devleti kendi ailesine boyun eğecek hale getirdi. Türkiye tarihinde görülmemiş bir olay.
Merkez Bankası
- Yönetimde istikrar yok. Erdoğan yönetemediğini görüyor, bürokratları, bakanları görevden alıyor. Üç yılda dört tane Merkez Bankası Başkanı değişti. Merkez Bankası’nın tek işlevi kaldı; Matbaada para basmak. Saray’dan gelen talimatın gereğini yapıyorlar.”