Yayınlanma: 25 Haziran 2021 19:35
Güncellenme: 20 Kasım 2024 09:49
Kıbrıs Türk Halkını doğrudan ilgilendiren bu kararlarda adının dahi anılmaması, AB’nin Halkımızın varlığını yok saydığı anlamına gelmektedir. Bugüne kadar Kıbrıs Türkü’ne verdiği sözleri tutmayan AB’nin talihsiz ve gerçeklerden uzak söz konusu siyasetini kınıyoruz.
AB, yarım asrı aşkın bir süredir devam eden ve başarısızlıkla sonuçlanan federasyon temelli çözüm modelindeki ısrarcı tutumuyla Kıbrıs Türk halkının iradesini hiçe saymaktadır. Kıbrıs Türk tarafının, 27-29 Nisan 2021 tarihlerinde, Cenevre’de gerçekleşen 5+BM gayri resmi toplantısında önerdiği iki Devletin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü temelinde bir çözüme ulaşılması yönündeki kararlılığı devam edecektir. AB’nin halihazırda geçerliliğini yitirmiş BM Güvenlik Konseyi kararlarının arkasına saklanması, Ada’da iki tarafın gerçekçi ve kalıcı bir işbirliği anlaşmasına varmalarını engellemekten başka bir amaca hizmet etmemektedir.
Statükonun simgesi haline gelen kapalı Maraş’taki yetki ve sorumluluk Devletimiz ve kurumlarına aittir. Kapalı Maraş’a ilişkin kararlarımız mülkiyet hakkı iddialarına saygı ve uluslararası hukuk çerçevesinde alınmaktadır.
Geçmiş tüm müzakere süreçlerini akamete uğratmasına karşın, AB, Kıbrıs Rum tarafını her fırsatta ödüllendirmekten geri kalmamaktadır. AB’yi adaletsiz ve yanlı tutumuna son vermeye ve tarafsız bir siyaset izlemeye davet ediyoruz. KKTC Devleti’nin, Kıbrıs Türkü’nün meşru hak ve çıkarlarını koruma yönündeki kararlılığını Anavatan Türkiye ile birlikte sürdüreceğini bir kez daha vurgularız.