Meme Kanseri Riskini Düşürmenin Yolları
Dünyada ve ülkemizde görülme oranı oldukça yüksek olan meme kanseri erken dönemde belirti göstermeden sinsice ilerleyebiliyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir meme kanseri hakkında bilgilendirmede bulundu.
Son yıllarda görülme oranı oldukça artan
meme kanserine, sağlıksız beslenmeden hareketsizliğe, aşırı kilodan uzun süreli ve kontrolsüz hormonal tedavilere, sigara ve alkolden hiç doğum yapmamaya, erken adete girmekten geç menopoza gibi birçok etken zemin hazırlayabiliyor.
Uzmanlar ailede özellikle birinci dereceden ve genç yaşta meme
kanseri tanısı alan biri varsa, genetik geçişli meme ve jinekolojik kanser sendromlarının da düşünülmesi ve taramaların buna göre planlanması gerektiğini söylüyor.
Prof. Dr. Gökhan Demir meme kanserinin erken evrede hiçbir belirti vermeden ilerleyebildiğini, tümör büyüdüğü zaman memede ele gelen ağrılı veya ağrısız kitle, meme başında çekinti, meme başından kanlı akıntı, koltuk altında ele gelen şişlik, meme derisinde kızarıklık, ısı artışı ve portakal kabuğu görünümü ile kendini gösterebildiğini söylüyor. Demir, “Ama amaç bütün bu belirtileri vermeden tümörü bir santimetrenin altında, erken evrede teşhis edebilmektir. Bu ancak hiçbir yakınması olmayan sağlıklı kadınlarda taramaların yapılması ile sağlanabilir” diyor.
Meme kanseri riskini en aza indirmek için, aşırı kilodan uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak, dengeli ve Akdeniz diyeti ağırlıklı beslenmek (yani mevsiminde bol miktarda sebze-meyve tüketmek, bol balık yemek, zeytinyağlı gıdaları seçmek, az şeker, az tuz tüketmek, aşırı hayvansal yağdan ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak), kaliteli ve yeterli uyumak, alkolden ve sigaradan kaçınmak gerektiğini söyleyen Demir, “Son yıllarda yapılan çalışmalarda uyku düzeninin de meme kanseri gelişme riski ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle gece nöbeti tutarak çalışan kadınlarda meme kanseri riski biraz daha yüksek bulunmuştur. Uyku sırasında DNA hasarı gelişmiş, henüz kansere dönüşmemiş ancak bu yola girmiş olan hücreler onarılır ve yenilenir. Bu nedenle sağlıklı uykunun koruyucu etkisini de atlamamak gerekir” şeklinde konuştu.