Yayınlanma: 5 Ağustos 2022 19:21
Güncellenme: 29 Ocak 2023 10:03
Müstesna: Kurallar içerisinde istisna sayılan, biricik, tek. Atıfet: Karşılık beklemeden, bir çıkar beklentisi olmadan bol bol verme, ihsan etme Müessir: Tesir eden, içe işleyen Feriştah: Bir şeyin en iyisi, en mükemmeli Huceste: Uğurlu, şanslı, kutlu Nikbin: Her şeye olumlu tarafından bakan, iyimser Nigar: Yüzü, tasvirlerdeki ve resimlerdeki kadar güzel olan sevgili Melih: Güzel Melahat: Yüz güzelliği Muaşaka: İki insanın birbirini karşılıklı sevmesi Asuman: Gökyüzü Ber-Kemal: Mükemmel, tam Meveddet: Birini çok sevmek Vacid: Talep ettiği şeye er ya da geç ulaşan, muradına eren Aliyyü'l Ala: Bir şeyin en yüksek noktası, harikalar harikası Payidar: Sonsuza kadar yaşayacak olan, bak Eltaf: Çok nazik, çok latif, ince ve kibar Rakik: İnce, kırılgan, güzel Ahsen: En güzelBonus: Elbette yalnızlığı seçenler, yalnızlığıyla mutlu olanları da tek kelime ile özetlemek mümkün: “Ferd-i Tenha: Huzuru yalnızlıkta bulmuş, bile isteye yalnız kalmış kişi”
namütenahi: sonsuz, sınırsız, ucu bucağı olmayan. bu kelime hem fonetik olarak güzel hem de anlam itibariyle güzel. başlıbaşına bir şiir gibi. -newroz diğerkâmlık: başkalarının iyiliği için elinden geleni esirgememe durumu. -paytar nadejde: hayatımızda olan insanların varlığından güç almak, onlara hiç şüphe etmeden güven duymak. * -elepelek serendipçe orijinal dilinde ''serendipity'' şeklinde yazılır. sözlük anlamı mutlu kazadır. bu sözcük, genellikle, hiç umulmadık bir anda hayatın seyrini olumlu yönde değiştiren tesadüfler için kullanılır. ingilizce kökenli birçok sözcük hem günlük hayatta hem de edebiyat ve müzik gibi sanat türlerinde sıklıkla kullanılır. o kelimelerden biri olan serendipçedir. tdk'ya göre serendipçe kelimesinin iki faklı anlamı vardır: * yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte kişinin yeniden mutlu hissetmeye başlaması *hiç beklenmedik bir anda insanın kapısını çalan mutluluk aramazken bulunan, mutlu tesadüf -yuzunesiirlercarpar
hilkat: yaradılış, fıtrat mahir: becerikli, yetenekli feragat: hakkından kendi isteğiyle vazgeçme tetkik: inceleme, araştırma işkal: Güçleştirme, zorlaştırma şahika: doruk aksülamel: Tepki, reaksiyon mefhum: kavram, mazi: geçmiş, akıbet: sonuç yeis: umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü itiyat: alışkanlık, tenkit: eleştiri tezahürat: belirti amil: etken, sebep muhayyel: Hayal gücüyle yaratılan, Hayal edilen. zail: ortadan kalkan salahiyet: yetki mugayir: aykırı tumturaklı: Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ancak kulağa hoş gelen vuzuh: açıklık, aydınlık inkisârı hayâl: hayal kırıklığı riyaziye: matematik zümre: topluluk taltif: ödüllendirme güzide: seçkin tazip: sıkıntıya sokma, üzme mütenasip: orantılı mefhum: kavram, mazi: geçmiş, akıbet: sonuç zillet: aşağılanma insiyak: içgüdü tasvip: onama, uygun bulma içtimai: toplumsal müstehzi: alaycı (istihza: gizli ve kinayeli biçimde alay) iltica: sığınma muzdarip: ızdırap ve acı çeken garabet: gariplik, tuhaflık muvaffakiyet: başarı iptidai: ilkel, mübalağa: abartı tefsir: yorumlama mütefekkir: düşünür taassup: bağnazlık mukavemet: dayanma, karşı koyma vecize: özdeyiş ihsan: iyilik etme icabet: bir çağrıya gitme istitrat: sırası gelmişken söylenen söz mülaki: kavuşan müşfik: sevecen teferruat: ayrıntı efkar: düşünce, fikir mamafih: bununla birlikte teşci etmek: cesaretlendirmek, yüreklendirmek
İspanyolcası: No eres rico hasta que tengas algo que el dinero no puede comprar. Türkçesi : Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip olana kadar zengin sayılmazsınız. İspanyolcası: Tu mejor maestro es tu último error. Türkçesi: En iyi öğretmeniniz, en son hatanızdır. İspanyolcası : La paz comienza con una sonrisa. Türkçesi : Huzur bir gülümsemeyle baslar. İspanyolcası: Todos los hombres mueren, pero no todos los hombres realmente viven. Türkçesi : Herkes ölür ama herkes gerçekten yaşamaz. İspanyolcası: Si dices la verdad, no tendrás que acordarte de nada. Türkçesi : Daima doğruyu söyleyin. Böylelikle ne dediğinizi hatırlamak zorunda kalmazsınız. İspanyolcası: Donde hay amor hay vida. Türkçesi: Eğer bir yerde aşk varsa, orada hayat vardır.