Yayınlanma: 19 Haziran 2021 14:17
Güncellenme: 20 Kasım 2024 01:13
Sevimli şeyler bizi saldırganlaştırıyor olabilir mi? ABD merkezli popüler bilim dergisi ‘Popular Science’ bu soruyu Kişilik ve Sosyal Psikoloji Derneği’nin 2013 yılındaki senelik toplantısında sunulan bir makaleye dayandırarak ele alıyor ve sevimli şeylerin içimizdeki saldırganlığı ortaya çıkardığını belirtiyor.
2013 yılında gerçekleştirilen araştırma kapsamında, 109 kişiye yumuşacık yavru köpeklerin yer aldığı sevimli, komik ve “nötr” hayvan fotoğrafları gösteriliyor. Daha sonra katılımcılar, fotoğrafları gördükleri zaman hissettikleri duyguları derecelendiriyor. Örneğin; “Dayanamıyorum!” (veya “O kadar pofuduk ki öleceğim!”) gibi bir ifadeye katılıp katılmadıkları, fotoğrafların bir şeyi sıkmak istemelerine yol açıp açmadığı veya birden “hırr!” gibi bir ses çıkarma dürtüsüne kapılıp kapılmadıkları gibi… Sonuçta ise hayvan ne kadar sevimli olursa, verilen tepkinin de o kadar saldırgan olduğu ortaya çıkıyor. Araştırma kapsamında bu olguya “sevimli saldırganlık” adı veriliyor.
Yale Üniversitesi’nde psikoloji alanında yüksek lisans yapan ve araştırmaya öncülük eden Rebecca Dyer konuyla ilgili açıklamasında “Bu durumun yüksek olumlu etki, bir yaklaşım yönelimi ve neredeyse kontrolünü kaybetme hissiyle alakalı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerine yer veriyor.
Araştırmanın devamında, söz konusu saldırganlığın sadece sözel mi olduğu, yoksa eyleme geçilmek istenip istenmediği araştırılıyor. Bu kapsamda bu defa katılımcılara fotoğrafların gösterimi sırasında baloncuklu naylon veriliyor ve baloncukları istedikleri kadar patlatabilecekleri söyleniyor.
Bu deneyin sonucunda ise İnsanlar sevimli hayvanların yer aldığı slayt gösterisiyle karşılaştıklarında 120 baloncuk patlatmışlar. Komik ve nötr slayt gösterileri izleyen kişiler ise sırasıyla 80 ve 100 baloncuk patlatıyor. Rebecca Dyer’a göre bunun altında iki olası sebep yatıyor. İlk varsayım, sevimli bir şey görmenin bizi ona bakmaya, onunla ilgilenmeye itmesi. Fakat onu fotoğraftan kucaklayamadığımız için amacımıza ulaşamayıp, saldırganlaşmamız. İkinci varsayım ise sevinçten ağlamak durumuna benziyor. Buna göre olumlu bir duygu selini olumsuz şekilde sergiliyoruz, olumlu duygulara olumsuz bir yön vererek yüksek enerjiyi denetim altına alabiliyoruz.
Kaynak: Popular Science
Sevimli
saldırganlık ilk kez Yale Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından
yapılıyor. California Üniversitesi’nden Katherine Stavropoulos ise, sevimli
saldırganlığın beyindeki etkisini merak ediyor ve araştırmasını bu konuda
yapıyor. 54 kişinin katıldığı çalışmada, bu kişilerin çeşitli hayvan ve insan
fotoğraflarına bakarken beyinlerinde gerçekleşen elektriksel aktiviteler
kaydediliyor. Araştırmada kullanılan yetişkin ve bebek fotoğraflarından
bazıları daha sevimli özelliklere sahip. – küçük burun, dolgun yanaklar ve
büyük gözler gibi…
Araştırma sonunda, daha sevimli özellikler taşıyan
fotoğraflar, katılımcıların beyninde daha fazla elektriksel aktiviteye neden
oluyor. Ayrıca kişiler ne kadar “sevimli saldırganlık” hissederse,
beyinlerindeki ödül mekanizmasında o kadar çok aktivite görülüyor. Bu çalışma,
aslında beynin dengeleme çabası içerisinde olduğunun kanıtı diyebiliriz.