Yayınlanma: 15 Ekim 2024 16:24
Güncellenme: 12 Aralık 2024 00:53
Ünlü televizyoncu Esra Erol, son günlerde sahte mehdi olarak bilinen Mustafa Çabuk'un müridinden aldığı ölüm tehdidine karşı bir açıklama yaptı. Canlı yayın sırasında durumu değerlendiren Erol, "Uğraşıyorum da uğraşmaya devam edeceğim," ifadelerini kullandı. Erol'un bu kararlı tutumu, izleyicilerinden büyük destek buldu.
Geçtiğimiz aylarda Esra Erol'un programına katılan Fatma Hanım, kızı Mevlüde’nin sahte mehdi Mustafa Çabuk ile kaçtığını açıkladı. Fatma Hanım, Çabuk'un bir termal otelde "harem" kurduğunu ve Çanakkale'deki bir otelde 300 kişiyi zorla tuttuğunu iddia etti. Bu durum, sosyal medya ve basında geniş yankı buldu.
Mustafa Çabuk hakkında birçok ihbar yapılırken, daha önce tarihi eser kaçakçılığından tutuklandığı ve ardından ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk edildiği öğrenildi. Çabuk, "çıkar amaçlı suç örgütü kurma" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından gözaltına alınıp tutuklandı. Bu gelişmeler, toplumda infiale yol açtı.
Esra Erol'a, Çabuk'un müridi Hasan tarafından gönderilen ses kaydı, büyük bir tehdit içeriyordu. Mesajda, "Ey Esra Erol, sen benim canımı aldın, ben de senin canını alacağım," diyerek Erol ve destekçilerine yönelik ağır ifadeler kullanıldı. Bu tehditler, Erol'un programının ve toplumun dikkatini çekti.
Erol, yaşanan olayların ardından "İnanın bu programda ne yaptığımı, neler yapabileceğimi biliyorum. Geçtiğimiz hafta sözde 'Hilafeti Muhammedi' üyelerinden bir tehdit aldım. Uğraşmaya devam edeceğim. Bu ülkede suç işleyen kişiler varsa, o suçların gerekli cezayı alması için mücadele eden emniyet ve savcılarımız var," diyerek kararlılığını dile getirdi. Erol, Çanakkale emniyetine ve savcılığına teşekkür ederek, bu süreçte gerekli adımların atılmasını beklediğini belirtti.
Esra Erol'un tehditlere karşı sergilediği tutum, sosyal medya kullanıcıları ve izleyiciler tarafından büyük destek gördü. Birçok kişi, Erol'un cesaretini takdir ederek, "Bu tür tehditlere boyun eğmemeli," yorumları yaptı. Erol'un açıklamaları, izleyiciler arasında bir dayanışma ruhu oluşturdu ve toplumun adalet arayışını yeniden gündeme getirdi.
Erol'un mücadelesi, yalnızca kendi güvenliği için değil, aynı zamanda toplumda adaletin sağlanması için de bir sembol haline geldi. Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen destek, Erol'un kararlılığını daha da güçlendirdi ve bu durum, medya tarafından geniş bir şekilde ele alındı.