Yayınlanma: 10 Ocak 2022 10:49
Güncellenme: 21 Kasım 2024 18:17
Birlikten yapılan yazılı açıklamada “ön plana çıkartılan ekonomik kaygıların, ekonominin sürdürülebilir olmasının ana yolunun salgının kontrol altına alınmasından” geçtiği vurgulandı.
“Toplum sağlığından çok ekonomik kaygılarla alınan son kararlar ile ekonomik yaşamın değil, normal yaşamın bile devamı ciddi risk altındadır” denilen açıklamada “Kıbrıs halkına da açık çağrımızdır, çok endişeliyiz, salgın bitmemiştir” vurgusu öne çıktı.
Açıklamanın tam metni
Omicron varyantının yaygın hale gelmesinden sonra değişen hastalık kliniği ve artan vaka sayılarının, sağlık hizmetine ulaşmada yığılmalara ve ekonomik faaliyetlere katılan iş gücünde aksaklıklara neden olduğuna işaret edilen açıklamada, hastalığın bulaşması açısından yüksek riskli aktivitelere yönelik hiçbir kısıtlama ve denetlemeye gidilmediğine dikkat çekildi.
Omicron varyantının yaygın hale gelmesinden sonra değişen hastalık kliniği ve artan vaka sayıları, sağlık hizmetine ulaşmada yığılmalara ve ekonomik faaliyetlere katılan iş gücünde aksaklıklara neden olmaktadır. Hastalığın bulaşması açısından yüksek riskli aktivitelere yönelik hiçbir kısıtlama ve denetlemeye gidilmeyen ülkemizde vaka sayılarının hızlı artışından dolayı bu sorunların daha da artacağı ortadayken “Herkes kendi sorumluluğunu alsın denetim falan yapamayız” diyebilen bir “otoriteyle” karşı karşıyayız.
Çok sayıda insanın eş zamanlı hastalığa yakalanması ve izole olmasının beraberinde gelen ekonomik kaybı azaltmak üzere COVID-19 vakalarının ve temaslılarının izolasyon şekil ve sürelerinde düzenlemeye gidilmiştir. Ancak hiçbir denetimin olmadığı ülkemizde bu durumun salgının yayılma hızında daha da artışa ve dolayısı ile de bir kısır döngüye yol açması riski mevcuttur.
Eğitim geleceğimizdir, yüz yüze devam etmesi önemlidir yoksa çocukların ve bizim geleceğimizden çalarız dedik. Dinletemedik. Salgından etkilenmemesini istiyorsak, yaygın hale gelmesine izin vermeyin dedik. Duydular, kafalarını başka yöne çevirdiler. Her şey kontrol altında açıklamalarını siz de duymuşsanız eğer bilinmelidir ki o her şeyin içinde sağlık yoktur. Sağlıkta alarm çanları hiç olmadığı kadar fazla çalıyor artık uyanın!
Temaslı olsanız da, pozitif olma ihtimaliniz yüksek olsa da test pozitifliği ile ispatlanmayana kadar çalışacaksınız diyorlar. Zaten hekimler yüksek risk altında, hangi hastalığı olduğunu tespit etmek ve tedavisini vermek için her hastayı muayene ediyor, yani temas ediyor. Hekimler olarak telaşımızın salgın hastalığa yakalanmak değil, sağlığına kavuşmak için hastaneye başvuran hastalarımıza sağlıklı bir ortam sunabilmek olduğunu yetkililere hatırlatırız. Genel olarak fiziki şartları yetersiz, yoğun bakım, laboratuvar ve tetkik olanakları yönetimsizlik ve bakımsızlık nedeniyle sınırlandırılmış ortamlarda çalışmak zorunda bırakılsak dahi sağlık hizmeti sunmak için çabalıyoruz. Telaşımız sağlıklı bir ortamda hastalarımıza bakım ve tedavi olanağı sunmaktır. Salgın hastalığın kontrolünü sağlayamayacak hatta yayılmasına fırsat verecek kararlarla sağlık yönetimi yapıldığı iddiasında bulunulamaz.
Temaslı olarak her hekim, hemşire ve sağlık çalışanı ihtiyaç halinde yine görevinin başında olma bilinci ve sorumluluğunu hissetmektedir. Yöneticilere de sorumluluklarını hatırlatmak bir diğer görevimizdir. Sağlığı yönetme iddiasında olan Sağlık Bakanlığı ve salgından etkilenmememiz için kararlar üretmesi gereken Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’ne çağrımızdır; kendi yayınladığınız rehber doğrultusunda yapmanız gerekeni yapın ve Yüksek Riskli Aktiviteleri kısıtlayın! Devlet olma gereğini yerine getirin ve salgını kontrol etmek için denetim yapın!
İş güvencesiz çalıştırdığınız sağlık çalışanlarına her türlü baskıyı uygulayacak yetkiyi kendinizde bulabilirken, neden denetim yetkinizi kullanmıyorsunuz? Sağlık Bakanlığı olarak denetimde isteksiz davranmanız nedeniyle belediyelere yetki verilebilmesi için yasal mevzuatta değişiklik yapılmasına rağmen, denetimler konusunda neden belediyelerle birlikte hareket edemediğinizi izah etmek zorundasınız.
Bu günlerde ne yazık ki buldukları her mecradan sağlığa nasıl bir düzen getireceğini anlatma telaşına kapılan milletvekili adaylarımızın toplum sağlığını nasıl riske atacak hareketler içerisinde olduklarını izlemekten dolayı üzgün ve hayal kırıklığı içindeyiz. Kendilerini ifade etmek için bu kadar çaba harcarken, her bir milletvekili adayımıza tavsiyemiz öncelikle toplum sağlığına zarar vermemeleridir.
Kendi yaptıkları yasalara, aldıkları kararlara uymayan siyasiler ve hükümet edenlerin oluşturduğu bu kötü örnekle topluma kurallara uyma, yasalar ve kararlar doğrultusunda güven ve uyum içinde yaşama olanağı sağlayamadığı ortadadır.
Ön plana çıkartılan ekonomik kaygıların, ekonominin sürdürülebilir olmasının ana yolu salgının kontrol altına alınmasıdır. Toplum sağlığından çok ekonomik kaygılarla alınan son kararlar ile ekonomik yaşamın değil, normal yaşamın bile devamı ciddi risk altındadır. Başta Sağlık Bakanlığı ve BHÜK olmak üzere tüm hükümet edenleri bilimin, aklın yoluna ve işbirliğine açıkça davet ederiz. Kıbrıs halkına da açık çağrımızdır, çok endişeliyiz, salgın bitmemiştir, hep söylediğimiz tedbirlere tam uymaya çok dikkat ediniz.
Unutulmamalıdır ki eğitim ve sağlık bir toplum için vazgeçilmez olmalıdır.
KIBRIS TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU