Yayınlanma: 13 Kasım 2021 21:36
Güncellenme: 22 Kasım 2024 09:55
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum liderliği ile işbirlikçilerinin Anavatan Türkiye ile Türk askerine yönelik çirkin söylemlerini yanıtlarken, dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Tatar'ın açıklaması şöyle; "Halkımız, Türk ulusu le birlikte KKTC'nin 38. kuruluş yıldönümünü büyük bir coşku ve heyecanla kutlarken, Rum Yönetimi ile işbirlikçilerinin gerginliği tırmandırıcı provokatif söylem ve eylemleri de yoğunlaşmaktadır.
Güney Kıbrıs'ta duvarlara 'Türkleri Cehenneme Göndereceğiz, Yeniden EOKA, Yaşasın Yunan Kıbrıs" sloganları yazılırken, Rum silahlanması da artarak devam etmektedir. Bunun Rum Yönetimi, yansıra halkımızın güvenliğini tehdit edici şekilde, KKTC'yi hedef alan beton mevziler inşa ederken, tek yanlı hidrokarbon faaliyetlerine devam etekte, yeni bir Navtex ilan ederek de Doğu Akdeniz'de gerginlik yaratmaya devam ediyor. Rum Yönetimi'nin bu faaliyetleri dikkat çekici bir boyuta ulaşırken, içimizdeki Rum işbirlikçilerinin beşinci kol faaliyetleri de dışarıdan kontrollü bir şekilde eş zamanlı olarak sürmektedir. Bunun en son örneği de , dün düzenlenen ve katılımın oldukça düşük olduğu bir gösteride bazı kişilerin "İşgale Son" ifadesini içeren pankartlar taşımları olmuştur. Halkımızın buna karşı tepkisi çok sert olurken, bu provokatörler amaçlarına ulaşamamıştır.
Rum Yönetimi, halkımızın ve devletimizin en büyük destekçisi ve güvencesi olan Anavatan Türkiye ile Türk askerini "işgalcilikle" suçlayıp Kıbrıs'tan uzaklaştırmayı ana hedef olarak belirlerken, içimizdeki işbirlikçilerin de aynı hedefe yönelik olarak harekette bulunmaları tesadüfi değildir. Rum liderliği tarafından bir müddet önce yapılan "Türkiye'ye karşı birlikte mücadele edelim" çağrısı da oldukça dikkat çekicidir. Bu arada bir kez daha belirtmek gerekir ki, bu adada gerçek işgalci, halkımızın eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti'ni işgal eden ve silah zoruyla Rum devletine dönüştüren Rum-Yunan ikilisidir. Bu adada gerçek işgalci enosis hedefiyle 15 Temmuz 1974 darbesini gerçekleştiren Yunan Cuntası ile işbirlikçileridir. ve eğer, Anavatan Türkiye uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanıp, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nın gerçekleştirmeseydi, Yunan Cuntasına karşı olan bütün Rumlar öldürülecek, Kıbrıs Türk halkı da sağcı solcu ayırımı yapılmadan katliamdan geçirilecekti. Bu nedenle Türk askerine hayatlarını borçlu olanların, Türk askerini "işgalcilikle" suçlamaları büyük bir gaflet, büyük bir ihanettir.
Tek üzüntüm, evlatlarını Kıbrıs'ta şehit veren Anavatan Türkiye'deki analar ile babaların, "Türk askeri işgalcidir, Türk askeri Kıbrıs'tan çekilsin" söylemleri karşısında, hakkımızda neler düşünecekleridir.
Ama rahat olsunlar, bunları söyleyenler bir avuç azınlıktır. Halkımız, Anavatan Türkiye ve Türk askeri ile birliktedir. Vatan ve devlet için şehit düşen Mücahit ile Mehmetçiklerimiz bu topraklarda kucak kucağa yatmaktadır. Rum Yönetimi ile içimizdeki işbirlikçileri ne yaparlarsa yapsınlar, Anavatan Türkiye'den kopmayacak, Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiil garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyecektir. Kan ve canla kurulan KKTC'nin 38. yıldönümünü kutlarken, şehitlerimizi minnet ve rahmetle anar, gazilerimizi saygıyla selamlarım.