Yayınlanma: 28 Mayıs 2021 12:47
Güncellenme: 20 Kasım 2024 19:05
TBMM Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu’ndan uzmanlar Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği iklim krizi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hürriyet’in derlediği habere göre, uzmanlar iklim krizlerini şöyle sıraladı:
Kıyılarda deniz seviyesinin yükselmesi ve iklim değişikliğinin turizm üzerinde yüzeysel mekanik çözülmeyi arttıracağı tahmin ediliyor. Bu da Kapadokya’daki peri bacalarının veya benzer kültür miraslarının hızla aşınacağının bir göstergesi.
Küresel iklim değişikliği nedeniyle ülkemizde yavaş yavaş bahar mevsiminin kaybolduğunu söyleyen Doç. Dr. İsmail Dabanlı, ‘’ iki mevsimli bir döneme giriyoruz. Kış mevsimi artık nisan-mayısa; yaz da sonbahara doğru uzanıyor. Kış ve don süresinin uzaması, ekim ve hasat mevsimlerini etkileyecektir. Ağaçlar erken uyanıyorlar, daha sonra don olayları meydana geliyor. Bunlar, artık yaz ve kış sürelerinin klasik olarak bildiğimiz üç aylık periyotlarda değil de daha birbiri içerisine geçmiş uzun periyotlar halinde olacağını gösteriyor.’’ dedi.
Akdeniz ve Ege’nin yüzey su sıcaklıklarının artış eğilimi balon balıklarını bu sulara doğru çekerken, Caretta Caretta’ların kaçmasına neden oluyor. Normalde İztuzu Plajı civarına gelip yumurtalarını bırakan Caretta’lar şimdi yavaş yavaş kuzeye doğru, İzmir tarafına hareket edip yeni yerler arıyorlar.
‘’Marmara Denizi’ne yüzde 100 arıtılmadan hiçbir atık suyu vermememiz lazım, ancak bunu önlersek müsilaj önlenebilir. Şu an Marmara Denizi’ne tüm havzada belki yüzde 90’ın üzerinde arıtılan sular veriliyor. Bunu yüzde 100’e ulaştırdığımızda bunlar daha da azalacak.’’
Prof. Dr. Fetullah Arık (Konya Teknik Üniversitesi): Konya civarında 700’den fazla obruk var. Köylerin içerisinde, yaylaların içerisinde ve karayollarının kenarlarında maalesef şu anda obruklar oluşuyor. Yüksek Hızlı Tren ve karayollarına görüşlerimizi aktarıyoruz. Riskli alanlar sadece bu bölgede değil; örneğin İzmir-Ankara YHT hattında da mevcut. Eskişehir bölgesinde 13 obruk var. Gittiğiniz zaman bulamazsınız, çünkü vatandaşlar “Tarlanın değeri kaybolmasın” diye bunları kapatıyor.
Sosyoekonomik olarak göç baskısı -özellikle Güney Afrika’dan, Orta Asya’dan ve güneyimizdeki enlemlerden- artacak. Bununla birlikte hastalık ve gıda güvenliği gibi sorunlar gündeme gelecek.
Su krizinin başlaması, yeraltı su seviyesinin düşmesi ve yaşanacak kuraklıkla birlikte orman yangınlarının da artması bekleniyor. Orman yangınları sebebiyle içme sularımız daha da kirlenecek.