
Yayınlanma: 15 Şubat 2021 21:50
Güncellenme: 2 Aralık 2025 00:05
TUA Başkanı Yıldırım açıklanan program ile birlikte yapmış olduğu açıklamasında, bazı konuların yanlış anlaşıldığını belirtti. Hedeflerinin 2028 yılında Ay’a yerli ve milli imkanlarla birlikte yumuşak iniş yapabilmek olduğunu söyleyen Başkan Yıldırım,
“2028 yılı sonuna kadar biz kendi imkanlarımızla yani Türkiye’deki teknolojimiz, yerli milli imkanlarımızla olabilecek en üst seviyede bunları kullanarak Ay’a bir yumuşak iniş yapmak.
Tabii ki insansız bunlar, insan yok bu devrede. Ay’a yumuşak iniş yaparak bir gezen aracı, Rover’ı Ay yüzeyine indirip orada bilimsel çalışmalar yapmak. Nihai maksadımız bu. 2028 sonuna kadar.
Bu hedefi açıklarken bu gibi uzun bir zincirden oluşuyor. Birçok halkası var bu zincirin. 1’inci halkası uzay aracımızın dünyadan dünya yörüngesine çıkartılması. 2’nci halka roket motorumuzun ateşlenmesi. 3’üncü halka bu ateşlemeden sonra alınan ivmeyle Ay’a doğru bir yörünge takip ederek ulaşılması.
390 bin kilometre yol kat edilecek ve 3 gün sürecek. 4’üncü aşama Ay’ın yörüngesine girilmesi. 5’inci aşama Ay’a yumuşak iniş yapılması. 6’ncısı Rover’ın indirilmesi. 7’ncisi Rover’ın topladığı bilgilerin ülkemize aktarılarak değerlendirilmesi.
Bu programın hiç denenmeden ilk defa 2028 yılında yapıldığı zaman büyük risk oluşturacağını ifade eden Başkan Yıldırım, “Gerçekleşmeme ihtimali çok artacaktı. Herhangi bir yerde takılma olduğu zaman program başarısız görülecekti. Bu yüzden biz 2023’de bir ara misyon koyarak bu zincir halklarının bazılarını denemek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Bunu şöyle izah edebiliriz. Bu iniş takımları açılmayan bir uçağın yer inmesi gibi düşünülebilir. Araç hasar görecektir, kırılacaktır. Bilerek yapılmış bir sert iniş. Biz de ilk seferde bunu yaparak o safhaya kadar olan süreci kontrol etmiş olacağız. Tecrübe kazanmış olacağız.
Böylece 2028’deki misyona hazırlık yapmış olacağız. Bu konunun yanlış anlaşılmaması lazım. ‘Ne var canım Ay’a neden çarpıyorsunuz’ gibi sözler söyleniyor. Doğru eleştiriler değil bunlar.
Buradaki maksadımız bizim 2028’deki misyonumuz için prova yapmak. Ama bunun sembolik de bir önemi var. Ayrıca Türk bayrağını da Ay’a ulaştırmış olacağız. Ay’a kadar gidebildiğimizi göstereceğiz. Bu çok önemli bir şey.
Zaten Uluslararası Uzay İstasyonu’nun ortakları arasında Türkiye de yok. Dolayısıyla biz bir ülkenin kotasından istifade ederek hangi ülkeyle anlaşıyorsak, astronotumuzu oraya göndereceğiz.
Buradaki maksadımız bilimsel deneyler yapabilmek. Çünkü yer çekimsiz ortamda deneyler yapmak yeryüzünde mümkün olmuyor. Bu çok kıymetli bir fırsat bizim için.
Şu anda 560’ın üzerinde insan uzaya çıktı fakat içlerinde bir Türk vatandaşı yok. Bizim de bir vatandaşımızın bu çalışmaları yapmak üzere uzaya gitmesini arzu ediyoruz. Bizim Ay’a ya da başka bir yere insan göndermek gibi bir hedefimiz yok. Ay’a gidecek olan misyon tamamen insansız misyondur.
Verimliliğimizi düşürdü, ilerleme hızımızı düşürdü. Çok şey yapıldı. Yerli uydular yapıyoruz, fırlattık daha da fırlatılacak. Roket çalışmaları yapıyoruz. Altyapı, sistemler geliştiriliyor. Tek elden kontrolü israfı önleyecek hem de hızlanmamızı sağlayacak” açıklamalarında bulundu.”