Yayınlanma: 24 Mayıs 2022 14:09
Güncellenme: 20 Kasım 2024 14:04
Meclis Başkanı Zorlu Töre, Meclisteki yasama çalışmaları, TBMM ile ilişkiler, Kıbrıs konusu ve Maraş açılımıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Son 7-8 ayda Cumhuriyeti Meclisinde hükümet kurma ve bozma durumları nedeniyle verimli bir dönemin olmadığına işaret eden Töre, Mecliste birçok yasanın geçmeyi beklediğini söyledi.
Töre, Türkiye ile KKTC arasında imzalanan İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü'nün imzalandığını ve bu protokolünde Mecliste görüşüleceğini belirtti.
Anayasaya göre 30 Haziran'da Meclisin tatile girdiğini aktaran Töre, "1 Temmuz ile 1 Ekim arasında 3 aylık bir tatil süresi vardır. Ancak Meclis bazı olağanüstü hallerde toplanabilir, komitelerimiz yaz aylarında da çalışmalarını yürütecek. İşin mutfak kısmı komiteler olduğuna göre, komitelerde ne kadar çok yasa üretilir ve hazır hale getirilirse 1 Ekim'de Meclis açıldığı gün birçok yasa hazır olacak." ifadelerini kullandı.
Töre, 1 Temmuz'a kadar yapmaları gereken birçok çalışma olduğunu yineleyerek, yeni kurulan koalisyon hükümetinin ivedilikle görüşülmesini isteyeceği yasaların kendilerine bildirileceğini, onların öncelikli görüşülmesi adına çalışmalar yapacaklarını anlattı.
7 Mart'ta Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı görevine seçildiğini ve aynı gün TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un kendisini tebrik için aradığını ve 23 Mart'ta Türkiye'ye gittiklerini anımsatan Töre, burada TBMM dışında da birçok temaslarda bulunduklarını dile getirdi.
Töre, Şentop ile bu süreçte özel günlerde telefonla görüştüklerini belirterek, "TBMM, bizim için çok önemli. TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un KKTC, milli davamız ve diğer milli meselelere gösterdiği hassasiyeti gayet yakından gördük. TBMM ile bundan sonraki ilişkilerimizde de çok ileri düzeyde dayanışma içerisinde olmayı, birtakım çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıl dönümünün yakın bir tarihte olduğuna işaret eden Töre, o gün ana vatan Türkiye'nin bütün devlet büyüklerini 20 Temmuz'da KKTC'de görmeyi arzu ettiklerini kaydetti.
Töre, gençlik yıllarından bu yana bağımsız Türk devletini ve KKTC'yi savunduğunu vurgulayarak, federal çözüm görüşüldüğünde de bu fikri desteklediğini belirtti.
"BAĞIMSIZLIKTAN VAZGEÇMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Töre, Rumlarla 1960'ta Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kurduklarını ancak Rumların Enosis (Ada'nın Yunanistan'a bağlanması) hedefinden vazgeçmediğini söyledi.
Rumların, Kıbrıs Türkü'nü 1974'e kadar dışladığını söyleyen Töre, şu ifadeleri kullandı:
"1974'te Türk ordusu Ada'ya geldi. Kıbrıs Adası, şu anda ikiye bölünmüş durumda. Güneyde Rumların egemenliği, kuzeyde bizim kendi bağımsız Türk devletimiz vardır, onun da ismi KKTC'dir. Bu bağımsızlıktan bizim vazgeçmemiz mümkün değildir. 50 sene 'Rumlarla federal bir çatıda buluşur muyuz' diye liderlerimiz görüşmeler yaptı, Türkiye de bu görüşmelere destek verdi. Ben, Rumlarla federasyon olamayacağını hep söyleyen birisiydim, KKTC'yi savunuyordum. Şu anda KKTC'yi savunmaktan, onu kökleştirmekten başka bir seçeneğimiz yoktur."
Töre, yarım asrı aşkın süredir federasyon görüşmelerini her zaman reddeden tarafın Rumlar olduğuna dikkati çekerek, Rumların iki devletli bir çözüm için de anlaşmaya yanaşmayacağını ve üniter bir yapıyı destekleyeceklerini kaydetti.
Değişen dünya şartlarında KKTC'nin yaşatılmasının öneminin ortaya çıktığını vurgulayan Töre, Doğu Akdeniz'de değişen konjonktürün de buna işaret ettiğini, Mavi Vatan'daki hak ve menfaatlerin Türkiye ile savunulması gerektiğini dile getirdi.
"MARAŞ, YETERİ KADAR ATIL VAZİYETTE KALMIŞTIR"
Töre, "Bizim tek güvencemiz var, ana vatan Türkiye ve kahraman Türk ordusu. Allah bizi onlardan bir daha ayırmasın, bir daha eksikliğini göstermesin." dedi.
Maraş'ın açılım sürecine de değinen Töre, KKTC'de sınırları içerisinde yer alan ve 2020'de kademeli açılım süreci başlayan Maraş bölgesindeki kamusal alanlarda çevre ile ilgili bazı düzenlemeler yapıldığını söyledi.
Töre, "Maraş'ta mülkiyet konusunda iddiası olanlar, Taşınmaz Mal Komisyonu'na müracaat edebilir. Bunların süratle ele alınıp, daha ileri adımlar atılması gerekir. Orası yeteri kadar atıl vaziyette kalmıştır. Dolayısıyla bölgede yeni plajların açılması ve insanlığın hizmetine verilmesi bir gerekliliktir." ifadelerini kullandı.