Yayınlanma: 26 Haziran 2021 09:37
Güncellenme: 22 Kasım 2024 00:42
Kıbrıslı Rum Lider Nicos Anastasiades, Avrupa Konseyi’nin Sonuçları’na da yansıyıp benimsenen Güney Kıbrıs’ın görüşlerine destek ve dayanışmadan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Basına açıklamalarda bulunan Kıbrıslı Rum Lider Anastasiades, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres‘in iki devletli çözümü umutsuz girişim olarak nitelediğini, Türk görüşlerinin “müzakerelerin başlaması çabalarını engellediğini” kabul ettiğini ve “anlamlı bir diyalog için koşulları oluşturma çabalarına devam edeceğini” söyledi.
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’e, yaptığı konuşmalarla belirli Sonuçları elde etmeyi başarmasından dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı, kabul edilen metinde Kıbrıs sorununun çözümü için 1251 sayılı maddedeki açık ifadelerle, ilgili BM ve Güvenlik Konseyi kararlarına uyum, siyasi eşitlikle iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon esasında, Kıbrıs sorununun çözülmesine yönelik AB’nin kesin taahhüdünün tekrarlandığını bildirdi.
Nicos Anastasiades metinde, Varoşa’nın statüsünün korunmasının öneminin vurgulandığını, Türkiye’ye, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına saygı göstermesi, 550 ve 789 sayılı kararlara ters düşecek girişimlerden kaçınması çağrısı yapıldığını kaydetti.
Kıbrıslı Rum lider, özellikle Zirve ve Genel Sekreter’le görüşmesinin ardından öğle yemeğinde yaptığı uzun konuşmayla, Türkiye’nin Deniz Hukuku’yla ilgili Uluslararası Anlaşma’nın ihlalleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin ihlali, kapalı Mağusa’nın statüsünün değiştirilmesine çalışılması, Türk işgalindeki Lefkoniko’da insansız uçaklar için bir hava üssü kurulması ve Türk işgalindeki Trikomo’da bir askeri hava üssü kurulması gibi bir dizi yasa dışı faaliyetine işaret etme fırsatı bulduğunu ifade etti.
Kıbrıs’ta demografik değişikliğe neden olan sorunlar ve mülteci akınının alet edilmesine, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk liderliğinin, BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarına ters olan Kıbrıs sorununa çözüm esasına bir değişiklik (iki devletli çözüm) talebine de değinen Cumhurbaşkanı şöyle dedi:
“Kıbrıs sorununu çözme çabalarının, ayrıca ortak zemin arayışlarının, BM kararlarında ve Genel Sekreteri’nin görev tanımında yer aldığına işaret ettim.”
“Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen ve Yüksek Temsilci Josep Borrell, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk liderliğinin aradığı çözümün umutsuz bir girişim olduğunu, Genel Sekreter’in görev tanımına, Avrupa müktesebatına ters olduğunu söylediler.”
“Genel Sekreter’le görüşmemde, Cenevre’deki gayrı resmi toplantının sonuçlarından, Türk tarafının ve Kıbrıslı Türklerin müzakerelerin başlaması, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum tarafından egemenliğin tanınması, Sayın Tatar’ın altı maddesi, iki devletli çözümün kabul edilmesi vs. için ortaya koyduğu koşullar sonucu duyduğum hayal kırıklığını ifade ettim.”
“Aynı zamanda Genel Sekreter’in Birleşmiş Milletler kararlarına ve görev tanımına ters olan kabul edilmez görüşlere karşı duruşunu, birkaç ay içinde gayrı resmi bir toplantıyla müzakere sürecini yeniden başlatma çabalarına devam etme kararlılığını memnunlukla karşıladım.”
“Bu amaçla bizim taraf, sunduğu önerisiyle görüş birliği içindedir ve biz Cenevre’de o zaman Kıbrıs sorunu için bir Özel Temsilci atanması konusunda söylediğimiz gibi Türk tarafından ve Kıbrıslı Türklerden olumlu bir yanıt alacağını umduğumuzu belirttik.”
“Ben kararlılığımı ve hazır olduğumu, hem Kıbrıs sorunu üzerinde yeni bir gayrı resmi konferansa katılmaya hem de daha öncelikli olarak BM kararları, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üye olduğu ve olmaya devam edeceği Avrupa Birliği değer ve ilkeleri esasında anlamlı ve yaratıcı bir diyaloğa siyasi istekliliğimi tekrarladım.”
“Bir diyalog, yabancı askerler veya hiçbir garanti olmadan, dışa bağımlılık olmadan Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler, tüm Kıbrıslıların insan haklarına tam saygı gösterecek sonuçta sürdürülebilir, işleyebilir bir devlet yaratmayı amaçlamaktadır.”
“Ayrıca Genel Sekreter’in Sayın Tatar’la gerçek niyetleri açıklığa kavuşturmak veya Genel Sekreter’in girişimiyle özlü bir diyaloğun başlaması koşullarını yaratmak için ortak bir toplantı yapmasını uygun görmesi halinde ben hazır olduğumu söyledim.”
“Uluslararası hukuka ters, tek yanlı girişimler veya tehditlerden uzak, gerginliklerden uzak, özlü müzakereler-diyaloğun başlaması çabalarını kolaylaştırmak için uygun bir ortam yaratılması gerektiğini belirttim.”
“Türkiye’nin, sadece Kıbrıslı Rumları değil Kıbrıslı Türkleri de etkileyebilecek, hem Varoşa hem de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde yeni kışkırtmalardan kaçınması gerektiğini vurguladım.”
“BM Genel Sekreteri, Avrupa Konseyi’nin dün akşamki yemeğinde, iki devletli çözümün, müzakerelerin başlamasını engelleyen veya başlamasını başarısız kılan umutsuz bir yaklaşım olduğunu söyledi; görevindeki koşulların net olduğuna, her zaman BM kararlarına uygun, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli, iki toplumlu bir esasta bir çözüm bulunmasını sağlamak gerektiğine açıklık getirdi.”
“Genel Sekreter, Türk görüşlerinin müzakerelerin başlamasını engellediğini, ancak anlamlı bir diyaloğun koşullarını yaratmak için çalışmaya devam edeceğini bildirdi.”