Araştırma: Kahve Ruh Sağlığına İyi Geliyor

Catania Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, gün içerisinde kahve tüketmek ruh sağlığına iyi geliyor.

Kahve Üzerine Bilimsel Bilgi Enstitüsü (Scientific Information on Coffee - ISIC) tarafından yürütülen araştırma sonucunda yetişkinlerin neredeyse üçte birinin gündüz saatleri azaldıkça depresyon yaşadığı ve artan düzeyde üzüntü hissettiği tespit edildi.

Araştırmaya katılanların 5’te biri (yüzde 21) günler kısaldıkça daha endişeli hissettiğini, yüzde 24'ü konsantre olmakta zorlandığını ve yüzde 25'i egzersiz yapma motivasyonunu kaybettiğini söyledi.

Ruh halindeki bu değişiklik ise mevsimsel duygulanım bozukluğu olarak biliniyor. Bupa'ya göre bu bozukluk hayatlarının bir noktasında İngiltere'deki her 100 kişiden üçünü etkiliyor.

İlgi Kaybı Kışın Daha Belirgin

Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Hizmeti'ne (NHS) göre de sinirlilik, normal günlük aktivitelere ilgi kaybı ve enerji eksikliğini de içeren belirtiler kışın daha belirgin.

İtalya Catania Üniversitesi araştırmacıları iyi bir beslenme ve düzenli egzersiz gibi yaşam tarzı önlemlerinin ruh halini iyileştirebileceğine dair önceki bulguları gözden geçirdi.

Araştırmacılar yapılan çalışma sonucu her 4 saatte bir 75 mg kafein (bir fincan kahveye eşdeğer) tüketmenin, gün boyunca ruh halinin sürekli olarak iyileşmesiyle sonuçlanabileceğini saptadı.

ISIC'in yaptığı ankete katılan yetişkinlerin yüzde 20'si kahve içtikten sonra ruh hallerinin düzeldiğini hissettiklerini söyledi. Katılımcıların yüzde 29'u daha enerjik hissettiklerini söylerken, yüzde 21'i kahvenin daha uyanık hissetmelerini ve daha iyi konsantre olmalarını sağladığını belirtti.

Catania Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doktor öğretim üyesi olan Giuseppe Grosso, kahvedeki mikro besinlerin kandan beyne geçebileceğini ve vücudun nöroinflamatuar tepkisine ve beyinde yeni nöronların oluşumuna yardımcı olabileceğini gösteren kanıtlar olduğunu söyledi.

Grosso "Kahve polifenollerinin kan-beyin bariyerini geçebildiğine, anti-nöroinflamatuar etkiler uygulayabildiğine ve hatta nörojenezi teşvik edebildiğine ve dolayısıyla hem bilişsel hem de duygusal bozukluk riskinin azalmasına ön ayak olduğuna dair kanıtlar var" açıklamasında bulundu.

Kaynak: 1