Yayınlanma: 26 Ocak 2021 11:46
Güncellenme: 21 Kasım 2024 11:48
"Serok Ahmet’in MHP düşmanlığı rastlantı değildir. Her karışıklığın altında parmak izi bulunan Serok’un konuşmaya ne hakkı ne de haddi vardır. Biz onun namertliğini iyi biliriz. Koalisyon hükümeti kurmak amacıyla bize geldiğinde söylediklerini açıklamış olsaydık insan içine çıkacak hali kalmazdı. Serok Ahmet menfaat ilişkisini derhal gözden geçirmeli. İcazetli siyasetini sonlandırmalı."Bahçeli'nin konuşmasında diğer satır başları ise şöyle: "Bizi arayan çarpık kulislerinde, çıkar lobilerinde, çorap ortamlarda değil Türk milletinin varlığında bulacaktır, nitekim bariz farkımız da budur. Geldiğimiz yer belli, varacağımız yer bellidir. 3-5 kendini bilmezin 5-10 densizin karalamasıyla yolumuzdan dönecek değiliz, mahcubiyetimiz yok ki yüzümüz kızarsın. Mağlubiyetimiz yok ki başımız öne eğilsin, açığımız yok ki korkularımız öne çıksın. Biz onun bunun ne dediğine bakmıyoruz, millet, ecdat ne diyor, Allah ne buyuruyor ona bakıyoruz. Fanatizmin uşağı olanlar MHP ile boy ölçüşemez. Hep aynı ilkellikler, hep bildik tahrik ve bayatlamış suçlamalar tekraren tedavüle sokulmuştur. MHP’yi şiddet yanlısı göstermek, sokak diline saplanıp kaldığını iddia etmek ayıplı ve ahlaksız bir suçlamadır. İnsan sevgimizin sadakasını versek 7 sülalesine yetecek olan çevrelerin partimizi kavga ve karışıklıkla bir gösterme çabası hayasız bir tuzaktır. Biz bu tuzağa düşmeyiz, kara kampanyalara asla teslim olmayız. Kum torbası gibi hiç değiliz, uysal koyun görülemeyiz, çakallık yapan Bozkurt gibi dikiliriz. Bazı gazeteci ve siyasetçilere yönelik saldırılarda milliyetçi-ülkücü hareket arasında bağ kurmak zorba ve zorlama bir isnattır. Taraf olmadığımız saldırının faili olarak gösterilmek ucuz bir provokasyon taktiğidir. Hiç kimse şiddet ihalesini üzerimize yıkmaya çalışmasın. Gündeme gelmek için kendilerine saldırı organize edenler, sudan sebeplerle ve kişisel anlaşmazlıklarla husumet çemberine sıkışınlar suç ve suçluyu uzaklarda araştırmasınlar. Sicili kabarık bir siyasetçinin evinin balkonuna kamera yerleştirip kavga anını kayda aldırması sonra da dönüp masumiyet pozuna bürünmesi, bununla da yetinmeyip ‘Bana saldırdılar’ çığırtkanlığına tevessül etmesi bildik bir numaradır. Film setlerinde görülebilecek bu numaralar eskimiş alıcısı da kalmamıştır. ABD’deki başkanlık makamının devir teslim dönemine isabet eden bir süreçte Serok Ahmet’in telaşla harekete geçmesi, sözde gazetenin istismarla yoğurulmuş haberleri, malum saldırıların gerçekleşme zamanlaması dikkatle analiz edilmesi gereken bir kurguya delalettir. Ülkücüleri suçlu göstermek, Cumhur İttifakı’nda sorun varmış gibi servis etmek, iç huzursuzluk yaratmak için toplumsal hassasiyetlerle oynamak zillet ittifakına ulaşmış görev emridir.”