Billur Kalkavan: "Aldatılmanın Sebebi Kadınların Eksikliği"
Oyuncu Billur Kalkavan ses getirecek açıklamalarda bulundu. Kalkavan aldatılmanın sebebinin kadınların eksiklikleri olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz günlerde "Zengin çocuğu olmak zor bir şey sözleriyle" dikkat çeken
Billur Kalkavan yine dikkat çeken bir açıklamada bulundu.
Özlem Esra Adakul'un sunduğu Pembe Masa programına konuk olan Kalkavan aldatılmanın kadınların suçu olduğunu söyledi.
Kalkavan, “Madem bu kadar aldatılmak istemiyorlar ve bu konuda çok muzdaripler, o zaman estetikçiden önce kafalarının içini doldurmaya çalışsalar. Kadın, ev temizlemekten ve dolma sarmaktan çok daha öte bir canlı. Bir kere bunun farkına varacak. Erkeklerin karşısında evinin ne kadar temiz olduğundan bahseder ne kadar güzel Yemek yaptığından. Ben diyorum ki ‘cinsellikten konuşalım mı?’ Çünkü hayatın en önemli konularından biri. Yemek yapmaktan bile daha önemli aslında bence. Kadınlarımızın eksiklerinden dolayı birazcık bu aldatılma olayı diyeceğim. Kızacaklar bana. Kafalar doldurulacak. Ben cinsiyetçi olarak ayırmaktan hoşlanmıyorum ama insan kendini geliştirecek.” ifadelerini kullandı.
Kalkavan kadınların erkeklere kıskançlık baskısı yapmasını da eleştirdi. Kalkavan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadınlar şeyi istiyor ya “Gel bana her şeyi anlat.” Onun bir özel hayatı var. Ben hiç evimde, ailemde kıskançlık görmedim. Birtakım şeyleri sana ailen pompalıyor maalesef Türkiye’de. “Seven kıskanır” diye bir laf var. Ama diyorum ki iki duygunun birbiriyle alakası bile yok. Görüyorum ki kediler de birbirlerini kıskanıyor. Annem de asla böyle bir şey olmazdı. Hatta derdi ki “Ben babanla evlendiğimde sevgililerinden, metreslerinden ayrılması bir sene sürdü. Bir sürü metresi vardı babanın.” Çünkü bekar, zengin, karizmatik bir adammış. Annem diyor ki ‘ararlardı geleyim’ diye. Şimdi ben bunları dinleyerek büyüdüm. Babamın ilk karısı Türkiye’ye geldiğinde onun adına davetler verilirdi. Çok severdi de bizi. Bu rahatlıkla yaşadığım için nasıl büyüteyim ki o duyguyu. Hiçbir şeyi de kıskanmam ne parayı, ne mülkü, ne de mücevheri.”