Yayınlanma: 24 Mayıs 2020 01:20
Güncellenme: 22 Kasım 2024 19:31
“Bu şehirde AK Parti il ve ilçe teşkilatlarımızın hala kapısını çalmadığı, elini sıkmadığını, halini hatrını sormadığı tek bir kişi dahi varsa görevimizi eksik yapmışız demektir. Biz hiçbir zaman milletimize sadece seçimden seçime giden bir parti olmadık. AK Parti'nin asıl gücü, yılın 365 günü, günün 24 saati Hakk'ın rızasını kazanmak ve halka hizmet etmek için çalışan bir yapıya sahip bulunmasıdır. Kazançlarımızın da kayıplarımızın da sebebini arayacağımız yer, işte burasıdır. Beklediğimizi bulamadığımız durumlarda suçu millete yıkmayacak, faturayı başkalarına kesmeyecek, dönüp kendimize bakacağız, kendimizi sorgulayacağız. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, siyasetin özü insan insana, yüz yüze, kalp kalbe iletişim olarak kalmayı sürdürecektir. Elbette devrin tüm imkanlarını sonuna kadar ve en etkili şekilde kullanacağız ama bu asla siyaset yöntemimizin temel ilkesini oluşturan yüz yüze iletişimi koparma pahasına olmayacaktır.
Unutmayınız, siyasete girmekle talip olduğumuz tek şey, milletimizin hizmetkarlığıdır.
Konumunu yanlış değerlendirip millete hizmet etmek yerine tahakküme, tepeden bakmaya, kayıtsız davranmaya, azarlamaya kalkan hiç kimsenin bu çatının altında yeri yoktur. Diğer partilerde bu tarz siyaset yapan ziyadesiyle kişi vardır. Milletimizin de onları nerede tuttuğu ortadadır. Bunun için hemen yarından tezi yok yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek, kendimizi anlatacak, onun da derdini dinleyeceğiz.
Bu arada 27 Mayıs var. 27 Mayıs'ta da bu yıl Yaslıada'yı, Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak açıyoruz. Öncelikle 27'sinde dar kapsamlı bir açılış töreni yapacağız. Ondan sonra inanıyorum ki başta teşkilatımız olmak üzere, burayı ziyaret etmek suretiyle orada yapmış olduğumuz yatırımı, mimari çalışmayı yerinde görerek, inanıyorum ki bu ülkede demokrasiye kimin sahip çıktığını, özgürlüklere, haklara kimin sahip çıktığını bizzat yerinde görmeliyiz. Bunun için İstanbul İl Teşkilatımızın üzerindeki görev yüklü. Hiç gecikmeden, açılışını yaptıktan sonra, teşkilatımız bence Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na gitmeli, orada yaptığımız tüm çalışmaları, mimari çalışmaları olsun, diğer düzenlemeleri olsun yerinde görmeli. Bunu da tüm İstanbul'a değil tüm ülkemize, yurt dışında olanlar varsa onlara da anlatmalı.