Yayınlanma: 21 Ağustos 2020 13:08
Güncellenme: 23 Şubat 2025 03:37
“Trump'ın karşısında kim aday olursa ondan yanayım”Bülent Arınç, Barack Obama’nın 8 yıllık başkanlık süresi boyunca ABD ile iyi ilişkiler kurulduğunu ancak mevcut durumda ne Obama gibi ne de Clinton’lar gibi başkan adaylarının bulunmadığını üzüntü ile dile getirdi. Yalnızca Trump ve Biden arasında geçecek yarışta, Biden’ın karşıt görüşlerine rağmen, Trump’ın karşısındaki tek aday olması nedeniyle Biden’ı desteklediğini dile getirdi.
“Türkiye’nin menfaatinin söz konusu olduğu bir yerde her şeyi yapmaya imkanımız olmalı.”Biden’ın çevresinde FETÖ’cüler olduğuna ilişkin yorumların yüzde 100 doğru olduğunu söyleyen Bülent Arınç konuya ilişkin ilginç yorumlarda bulundu.
“Bu FETÖ’cü denen adamlar geçmişten bu yana Amerika’da lobi yapıyorlar. Başkanlık seçimlerine giriyorlar. Bağış yapıyorlar. Kampanyalarında görev alıyorlar. 15 Temmuz’a gelinceye kadar, ‘Eh, tercihleri öyleymiş’ dedik. Kimisi Bush’un yanında, kimisi Obama’nın yanında çalıştı. Yüz bin dolarlar verdiler. Biz ise lobicilikte çok başarısızız. FETÖ’cüler kazanacak tarafa oynamayı ister. Onların sistemi böyledir. FETÖ lobisi geçmişten bugüne ABD’de hep güçlü oldu. Onların başarabileceği şeyi biz başarmalıydık. Niye FETÖ’cüler yapıyor bunu, biz yapalım. Hangi yolda yapacaksak yapalım. Kamu diplomasisi yoluyla yapalım. Açık, gizli diplomasi yoluyla yapalım. Açık, gizli menfaat odaklarıyla yapalım. Türkiye’nin menfaatinin söz konusu olduğu bir yerde her şeyi yapmaya imkanımız olmalı.”Bülent Arınç; sunucu Mehmet Akif Ersoy’un; “Geçmişte ABD ve bazı başka ülkelerle ilişkilerin iyi olmasında FETÖ lobisinin etkisi var mıydı?” sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı:
“Başkan düzeyinde bilmiyorum. Çok milletvekili, çok senatörler, çok sivili toplum kuruluşları… O dönemde de Türkiye lehine lobi yapıyorlardı. Kendi okullarıyla ilgili, kendi cemaatleriyle ilgili daha çok onları savunuyorlardı. Türkiye’de de siyasetçilerle de aralarını iyi tutunca, dışarıya yansımasının onlar lehine olduğunu söylemek lazım. Bu sadece AK Parti hükümetleriyle ilgili bir şey değil. Ecevit’ten, Demirel’den, Özal’a onlara sempatiyle bakan bir siyasetçi tavrının Amerika’yı etkilemesi mümkün.”
“Yarın seçilebilecek olan bir adamla bugünden kavga etmek doğru değil.”
“Abdullah Bey’in ayrılığına fevkalade üzülüyorum. Ama şartlar bunu getirdi. 2013’ten sonra kimisi çok özel, kimisi kamuya mal olmuş pek çok hadise bunu tetiklemiş olabilir. Her şeye rağmen Abdullah Bey kopmamalıydı, karşıya geçmemeliydi. Biz politikacı değil siyasetçiyiz. Bizim inancımızda bir hedefe giderken sadece ona odaklanırız” “Ben de partiden, hükümetten ayrıldığımda yalnızlığa itildim. O troller bizi parçalamaya çalıştılar. Hedef gösterdiler. Hakaret edenler oldu. Ben de bu kızgınlıkla birçok tweetler attım. Haksız değildim kendimi korumak mecburiyetindeydim. Ama 15 Temmuz’u görünce ‘Bu liderin etrafında olmak lazım, Türkiye’nin sigortası olan AK Parti’nin içinde olmak lazım’ dedim. Diğer arkadaşlarımız partilerini kurdular”
“Parti kurmak, turşu kurmaktan daha kolay”Türk siyasetinde yeni parti girişimlerinin söz konusu olduğu bu dönemle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bülent Arınç’ın konu hakkında önce çıkan söylemleri aşağıdaki şekilde oldu.
“Bugün sadece Muharrem İnce konuşulmuyor, Mustafa Sarıgül de parti kuracak deniyor. Öztürk Yılmaz bile parti kurmuş. Türkiye’de parti kurmak kadar kolay bir şey yok. 30 kişiyi her halukarda bulursunuz. Herkes bir parti kurmuş. Turşu kurmaktan daha kolay. Yeni kurulan partilerin bir tek ümidi var. Biz barajı geçip tek başına iktidar olmayı hedefliyorduk. Bunlarda o yok. Bunlar şimdi ‘yüzde 1’de alsam nasıl olsa bir ittifaka girerim, orada benim ağırlığım olur’ diye düşünüyor. Yeni partilerin yüzde 10’luk barajı açma ihtimali yok. Sayın İnce, sakın ola ki çevresindeki 3-5 kişinin dolduruşuna gelmesin. Yok böyle bir şey.”