Yayınlanma: 27 Kasım 2023 14:10
Güncellenme: 22 Kasım 2024 11:34
mRNA teknolojisi, tıp dünyasında son yıllarda gerçek bir devrim yaratmıştır. Bu teknoloji, COVID-19'a karşı geliştirilen aşılarla büyük başarı elde etmiş ve şimdi de kanser hastalarının umut kaynağı olmaya yönelik potansiyeliyle dikkat çekiyor. BioNTech CEO'su Prof. Dr. Uğur Şahin, mRNA tabanlı kanser aşılarının geleceğiyle ilgili heyecan verici bir tarih paylaştı.
Prof. Dr. Uğur Şahin'in öncülük ettiği Alman biyoteknoloji firması BioNTech, mRNA teknolojisinin kanser tedavisindeki potansiyeline yatırım yapıyor ve bu alandaki önemli gelişmelere öncülük etmektedir. mRNA teknolojisi, genetik bilgiyi hücrelere taşıyan ve hücrelerin belirli proteinleri üretmelerini sağlayan bir mekanizmayı kullanmaktadır. COVID-19 aşıları, bu prensibi temel alarak başarıyla geliştirilmişti.
Prof. Dr. Uğur Şahin, BioNTech'in kanser aşısı çalışmalarıyla ilgili önemli bir tarih açıkladı. İlk mRNA tabanlı kanser aşılarının 2030'dan önce onaylanmasını beklediklerini belirten Şahin, ''Bu, kanserle mücadelede yeni bir dönemin kapısını aralayabilir ve bireysel ihtiyaçlara uygun kanser aşılarının geliştirilmesinde çığır açıcı bir adım olabilir.'' dedi.
Prof. Dr. Şahin, BioNTech'in hedefinin her hastaya özel kanser aşıları geliştirmek olduğunu vurguladı. Bu, hastaların kanser özelliklerinin detaylı analiz edilmesi ve bağışıklık sistemini tümör hücrelerini tanıyıp yok etmeye yönlendirecek özel aşıların tasarlanması anlamına gelir. Bu yaklaşım, kanser tedavisinde kişiselleştirilmiş ve etkili bir strateji sunabilir.
Prof. Dr. Uğur Şahin, bir başka umut kaynağı olarak antikor-ilaç konjugatları (ADC) üzerinde durdu. ADC'ler, antikorlarla taşınan kemoterapötik ajanları içerir. Bu ajanlar, kanda dolaşarak tümöre ulaşıp burada hedefe yönelik bir şekilde serbest bırakılır. Şahin, bu tedavinin önemini vurgulayarak, "ADC'lerin, birkaç yıl içinde birçok kanser durumunda klasik kemoterapi yerine giderek daha fazla kullanılacağından eminim." dedi.