Güllaç Nasıl Yapılır? Güllaç Yapımının Püf Noktaları
Özellikle Ramazan ayında sofraları şenlendiren güllaç hem hafif hem de leziz bir tatlı. Yaz mevsiminde de tercih edilen tatlılardan olan güllacı yaparken dikkat edilmesi gereken bazı püf noktalar bulunuyor. Peki güllaç nasıl yapılır? İşte güllaç tarifi...
Ramazan sofralarının vazgeçilmez lezzeti Güllaç tarifi araştırılıyor. Ramazan ayında Güllaç tatlısı yapmak isteyen Müslümanlar pratik Güllaç tariflerini merak ediyor. Osmanlı saray mutfağında da yeri olan Güllaç için gerekli olan malzemeler nelerdir? İşte Güllaç malzemeleri ve yapılışı...
Mazemeler
- 10 yaprak güllaç
- 1,5 litre süt
- 2 su bardağı şeker
- Çekilmiş ceviz
- 2 yemek kaşığı gül suyu
Süslemek için:
Güllaç Nasıl Yapılır?
Süt ve şekeri tencerede ısıtın. Şekerler tamamen eriyene kadar pişirme işlemene devam edin. Ardından oda sıcaklığında ılımaya bırakın. Süt çok kaynar olursa tatlınız hamur olabilir. Parlak kısmı üste gelecek şekilde güllaç yapraklarını dizin. Her kata ıslanacak şekilde sütlü karışımdan dökün.
Kata geldiğinizde arasına ceviz serpiştirin. Ardından diğer 5 yaprak için aynı sütle ıslatma yöntemini kullanın. Kalan sütten 1 bardağı ayırın. İçerisine gül suyunu döküp karıştırtıldıktan sonra güllacın üzerinde gezdirin. 2-3 saat buzdolabında dinlendikten sonra arzunuza göre süsleyip servis edebilirsiniz.
Güllaç Yapılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Güllaç hamurlarının çok ıslanmaması gerekir.
Eğer güllaç çok ıslanırsa hamur olabilir. Süttü sıcak olursa da hamur olur.
Güllacın lezzetli olması için her katın iyice ıslanmış olması gerekir.
Bir dilim güllaç 250 kaloriye denk gelmektedir.
Güllacın Tarihi
Güllaç, az malzemeyle de büyük işler başarılabileceğinin en leziz kanıtı, mısır nişastası, un ve suyun muhteşem uyumunun eseridir. Güllaç, ilk olarak bundan yaklaşık 600 yıl önce Osmanlı zamanında yaşayan insanların mısır nişastasını saklama çabasıyla ortaya çıkmıştır Üzerinden çok zaman geçmeden, 1400 lü yılların sonunda Kastamonulu Ali Usta sayesinde saray mutfağında da tanınmıştır. Saraylıların Kastamonu gezisi sırasında elinde kalan son nişasta yufkalarını sütle ıslatıp misafirlere ikram eden Ali Usta, güllacın büyülü güzelliği sayesinde kendini bir anda sarayın mutfağında buluvermiş, hatta sarayın tatlıcı başı olmuştur. Güllaç, böylece 1489 yılında ilk kez saraya girmiştir.
Güllaç yapraklarının, suyla karıştırılan mısır nişastası ve unun tavada pişirildikten sonra kurutulmasıyla elde edildiğini artık biliyorsunuz. Ancak bu öyle kolay bir iş de değildir. İşin püf noktası, ideal yaprak ağırlığının 30-35 gram olması gerekliliğindedir. Ağırlık artarsa güllaç lapalaşıyor, azalırsa kırılıyor.Şekerle kaynatılan sütün ılındıktan sonra beyaz yapraklar üzerine teker teker dökülmesi ve orta katına ceviz, badem, fındık gibi yemişler yerleştirilmesiyle de bildiğimiz güllaç tatlısı ortaya çıkıyor. Gülsuyu değilse de nar ilave edilmesi bir Osmanlı geleneği olarak devam ediyor.