
Yayınlanma: 22 Ekim 2025 12:24
Güncellenme: 4 Aralık 2025 07:55
Bugün hepimiz 1 saati 60 dakikadan biliyoruz. Peki ama neden 100 değil de 60? Cevap için Mezopotamya’nın binlerce yıl öncesine, Sümerlerin gökyüzüne hayranlıkla baktığı günlere dönmemiz gerekiyor…
Yaklaşık 4.000 yıl önce, Sümerler ve Babilliler, gökyüzünü izlerken olağanüstü bir sistem geliştirdiler: 60 tabanlı sayı sistemi (sexagesimal sistem).
60 sayısı hem 2,3,4,5,6 gibi birçok sayıya bölünebiliyor,
Hem de gökyüzü gözlemleriyle uyumlu: yıl, ay, gün, gece…
Kısacası: 60, evrenin matematiğine en çok uyan sayıydı. Sümer sayı sistemi tarihin en eski sayı sistemi olarak bilinir. Sümer sayı sistemi sadece 6 sayıdan oluşmaktaydı. Sümer sayı sistemi içinde bulunan sayılar; 1, 10, 60, 600, 3600, 36000.
Sümer rahipleri ve Babilli gökbilimciler, zamanı ölçmek için bu sistemi kullandılar.
Bir dairenin 360 dereceye bölünmesi,
Bir saatin 60 dakikaya,
Bir dakikanın, 60 saniyeye bölünmesi hep buradan geliyor.
Çünkü gökyüzü ve daire, onlar için tanrısal düzenin simgesiydi.
Bugün kullandığımız onluk sistem (decimal), parmaklarımızın sayısından türedi. Ama Sümerler farklı düşündü:
60 sayısı, çok daha bölünebilir.
Dakika → 60 saniye → saniyenin altına inmek kolay.
Gök cisimlerinin hareketleriyle örtüşüyor.
Yani 100 değil, 60 seçildi çünkü gündelik hayatın matematiğine en uyumlu sayı buydu.
Geometri: dairenin 360 derece olması
Zaman: 60 dakika, 60 saniye
Astronomi: gökyüzü koordinatları (derece, dakika, saniye)
Görüyor musun? Mezopotamya’nın tapınaklarında doğan sistem, bugün cebimizdeki saatlerde hâlâ yaşıyor.
Bugün bir saate baktığında, akrep ve yelkovanın dansını izlerken aslında binlerce yıl öncesinden gelen bir matematik mirasını okuyorsun. 1 saatin 60 dakika olması, aslında Sümerlerin gökyüzüne bıraktığı zamansız bir imza.