
Yayınlanma: 22 Ekim 2025 12:29
Güncellenme: 4 Aralık 2025 20:24
Kurtuluş Savaşı’nda, Mustafa Kemal Atatürk’ün orduları, Sakarya’nın doğusuna çekme kararı, tarihin akışını değiştiren bir askeri hamleydi. İsmet Paşa ile yaşanan sert tartışmalara rağmen alınan bu karar, Türk ordusunu toparladı ve Sakarya Meydan Muharebesi tarihi bir zafere dönüştü.
Sakarya Meydan Muharebesi Atatürk sözü ile hatırlanır. 1921 yazı… Yunan ordusu hızla ilerliyor, Türk ordusu ağır baskı altındaydı. İşte tam bu noktada Atatürk tarihe geçen o emrini verdi:
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.”
Ordunun, Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesi ilk bakışta geri adım gibi görünüyordu. Fakat Atatürk’ün aklındaki şey bambaşkaydı: ordunun nefes almasını sağlamak, cepheyi toparlamak ve düşmanı uzun bir hatta yıpratmak.
O günlerde, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü), cephede direnmenin gerekliliğini savunuyordu. Fakat Atatürk stratejik soğukkanlılığıyla ikna etti:
Ordunun yorgunluğu giderilmeli.
İkmal hattı korunmalı.
Toprak genişliği avantaja çevrilmeli.
Tarihçiler bu kararı, Türk askeri dehasının dönüm noktası olarak tanımlar. Sakarya Meydan Muharebesi tarihi bir zafer olarak kayıtlara geçti böylelikle.
Sakarya Nehri kıyısında başlayan muharebe 22 gün 22 gece sürdü. Türk ordusu geri çekilerek değil, akıllıca mevzi değiştirerek düşmanı tüketti.
Yunan ordusu sürekli saldırı halinde yoruldu.
Türk ordusu yavaş ama emin adımlarla karşı taarruza geçti.
Sonunda Yunan ilerleyişi durduruldu, Sakarya’da kader döndü.
Sakarya Meydan Muharebesi'nin sonuçları üç yönden ele alınabilir:
Askeri sonuç: Yunan ordusunun Anadolu içlerine ilerleyişi kırıldı.
Siyasi sonuç: Ankara Hükümeti’nin itibarı arttı, Fransa ile Ankara Anlaşması imzalandı.
Tarihi sonuç: Türk ordusu büyük taarruzun yolunu açtı.
Atatürk’ün deyişiyle: “Sakarya, Türk milletinin makûs talihini yendiği muharebedir.”
Hayal et: Yorulmuş, yıpranmış bir ordu… düşman hızla ilerliyor… herkes “direnelim” derken, Mustafa Kemal soğukkanlı bir şekilde “geri çekilin” diyor. İşte bu hamle, ileride Büyük Taarruz ve Kurtuluş Zaferi’nin yolunu açtı. Bir geri adım, aslında büyük bir ileri adıma dönüşmüştü.

