
Yayınlanma: 30 Kasım 2025 14:03
Güncellenme: 5 Aralık 2025 03:19
12 Eylül 1980’de gerçekleşen askeri darbe, Türkiye tarihinin en kritik dönüm noktalarından biridir. Darbe öncesi ülkede siyasi istikrarsızlık, ekonomik kriz ve toplumsal gerginlik hâkimdi. Bu dönemde hükümetler sık değişiyor, siyasi partiler arasında şiddet olayları artıyordu. Darbe, bu karmaşık ortamı kontrol altına almak amacıyla gerçekleştirildi.
Darbe sonrası, Türkiye’de demokratik kurumlar askıya alındı, meclis kapatıldı, siyasi partiler faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. Binlerce kişi tutuklandı, siyasi yasaklar getirildi ve anayasa değişiklikleri yapıldı. Bu durum, Türkiye’nin yurtdışı ilişkilerini ve özellikle Avrupa ülkeleriyle vizeler konusundaki politikalarını doğrudan etkiledi.
Darbe öncesinde Türkiye, Avrupa Konseyi ve bazı Avrupa ülkeleriyle vizesiz seyahat anlaşmalarına sahipti. Türk vatandaşları, özellikle Batı Avrupa ülkelerine — Almanya, Hollanda, Belçika gibi — çalışma ve turistik amaçlı vizesiz giriş yapabiliyordu.
Bu serbest dolaşım, Türkiye’nin ekonomik büyümesine ve özellikle 1960’lı yıllardan itibaren başlayan işçi göçüne önemli katkı sağladı. Almanya’ya giden işçi kafileleri, Türk ekonomisine döviz girdisi sağlarken, ülkedeki iş gücü piyasasını da etkiliyordu.
Ancak, 1970’lerin sonuna gelindiğinde Avrupa ülkeleri, Türkiye’den gelen işçi ve göçmen sayısının artmasıyla bazı kaygılar yaşamaya başladı. Bu süreçte, siyasi istikrarsızlık ve şiddet olayları, Türkiye’nin uluslararası imajını olumsuz etkiledi.
12 Eylül 1980 darbesi, sadece Türkiye iç politikası için değil, Avrupa ülkeleri için de önemli bir kırılma noktasıydı. Darbe sonrası:
Türkiye’nin demokratik kurumlarının askıya alınması
Siyasi partilerin kapatılması
Basın özgürlüğünün kısıtlanması
Avrupa ülkelerinde, özellikle Federal Almanya Cumhuriyeti’nde Türkiye’ye yönelik bir güvenlik ve politika değerlendirmesi yapılmasına yol açtı.
Almanya, darbe sonrası Türkiye’den gelen göç ve işçi akışını yeniden değerlendirdi. Bu bağlamda, vize uygulamasının yeniden getirilmesi kararı alındı. Darbenin yarattığı siyasi istikrarsızlık, göç dalgaları ve insan hakları ihlalleri, Avrupa’nın vizeleri sıkılaştırma gerekçesi olarak sunuldu.
Darbe sonrası vizelerin tekrar gündeme gelmesi tesadüf değildir. Darbenin etkileri:
Demokratik Hakların Askıya Alınması: Avrupa, darbe sonrası Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığını gözlemledi. Bu durum, yabancı işçi ve turistlerin güvenliği açısından endişe yaratıyordu.
Göç ve İltica Eğilimleri: Darbe sonrası bazı gruplar, siyasi nedenlerle Avrupa’ya iltica etmek istedi. Bu durum, Avrupa ülkelerinin Türkiye vatandaşlarına karşı vize politikalarını yeniden gözden geçirmesine sebep oldu.
Uluslararası Güvenlik Kaygısı: Darbe ile ülkede sıkıyönetim uygulanması, kontrolsüz göç ve işçi hareketleri konusunda Avrupa’yı temkinli hâle getirdi.
Sonuç olarak, vize sorunu doğrudan darbenin bir sonucu olmasa da, darbe tetikleyici / katalizör rolü oynamıştır.
Darbe sonrası Almanya, 1980’de Türkiye’ye vize uygulamasını yeniden başlattı. Bu karar:
Türk işçilerinin Almanya’ya girişini sınırladı.
Türkiye’den gelecek göçmen sayısını kontrol altına almak amaçlıydı.
Avrupa’nın, Türkiye ile iş gücü anlaşmaları üzerinde yeni düzenlemeler yapmasına yol açtı.
Bu dönemde, vizelerin yeniden getirilmesi, hem siyasi hem ekonomik boyutlarıyla Türkiye için önemli bir gündem maddesi oldu.
Resmî belge yok ama halk arasında ve bazı akademik söylemlerde sıkça anlatılan bir iddia var:
“Kenan Evren, siyasi suçluların Avrupa’ya kaçmasını engellemek için Almanya’dan vize uygulamasını istedi.”
Bu iddia tam ispatlanmış olmasa da, dikkat çekici olan şu:
Almanya’nın Türklere yönelik vize kararı Temmuz 1980’de, yani darbeden sadece iki ay önce yürürlüğe girdi.
Yani tarihsel olarak denk bir çakışma var.
1980 darbesi sonrası Türkiye’nin Avrupa ile ilişkileri de değişti. Vize sorunu:
Diplomatik ilişkilerde gerilim yarattı.
Türkiye’nin AB üyelik sürecini dolaylı olarak etkiledi.
Göç ve işçi anlaşmalarında revizyon ihtiyacını doğurdu.
Bu bağlamda, vize sorunu sadece Türkiye vatandaşlarını değil, aynı zamanda ülkenin dış politika stratejilerini de etkileyen bir faktör hâline geldi.
Darbe sonrası Türkiye’den Avrupa’ya olan göç, hem siyasi hem de ekonomik nedenlerle arttı:
Siyasi baskı nedeniyle bazı gruplar iltica etti.
İş gücü piyasasında istikrarın bozulması, ekonomik göçü tetikledi.
Avrupa ülkeleri, göçü kontrol altına almak için vizeleri sıkılaştırdı.
Bu süreç, Türkiye’nin dış ilişkilerinde ve vatandaşlarının yurtdışı hareketliliğinde uzun vadeli etkiler bıraktı.
1980 darbesi ve vize sorunları, günümüzde de etkilerini hissettirmeye devam ediyor:
Türkiye vatandaşları için Avrupa’ya giriş hâlâ kontrollü
Vize uygulamaları, darbe sonrası dönemdeki temkinli yaklaşımların devamı
AB-Türkiye ilişkilerinde güvenlik, göç ve siyasi istikrar konuları hâlâ ön planda
Bu nedenle, 1980 darbesi ve vize sorunu arasında tarihsel bir bağ olduğu kabul ediliyor.
Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik vize politikasının kök problemleri hâlâ çözülmüş değil:
Sorun Başlığı | 1980’de Durum | Bugün Durum |
|---|---|---|
Demokrasi ve hukuk | Darbe, askeri yönetim | Tartışmalı, kırılgan |
Siyasi göç ve kaçak sığınmacılar | Yüksek | Hâlâ devam ediyor |
Avrupa ile güven ilişkisi | Kopuş başladı | Tam olarak düzelmedi |
Ekonomik istikrar | Kriz ve enflasyon | Yeniden tartışmalı |
S: 1980 darbesi vizeyi doğrudan mı etkiledi?
C: Doğrudan değil, ancak darbe sonrası siyasi istikrarsızlık, göç ve insan hakları endişeleri vize uygulamasını tetikledi.
S: Darbeden önce Türkiye’de vize uygulaması nasıldı?
C: 1980 öncesinde birçok Avrupa ülkesiyle Türkiye arasında serbest dolaşım anlaşmaları vardı; Türk vatandaşları vizesiz giriş yapabiliyordu.
S: Almanya neden vizeleri yeniden getirdi?
C: Darbe sonrası güvenlik, göç ve siyasi istikrar endişeleri nedeniyle Almanya Türkiye’ye vize uygulamasını yeniden başlattı.
S: Vize sorunu Türkiye-AB ilişkilerini etkiledi mi?
C: Evet, diplomatik ilişkilerde gerilim, iş gücü anlaşmalarında revizyon ve AB üyelik sürecinde dolaylı etkiler görüldü.
Asıl gerçek şu:
Vize, bir ülkenin sadece sınır kapısında değil, hafızasında vardır.
Türkiye’nin, Avrupa’ya vizesiz gidememesinin arkasındaki neden sadece evrak veya bürokrasi değildir.
1980 darbesi, Türkiye’nin Avrupa hafızasına şu mesajı kazıdı:
“Bu ülke istikrarsız, öngörülemez, güvenli değil.”
Ve bu imaj hâlâ tam olarak silinmiş değil.