Yayınlanma: 17 Mayıs 2023 13:48
Güncellenme: 17 Kasım 2024 04:13
Eyüpsultan'da en büyüğü 8 yaşındaki 3 çocuklarını çöp atıklarıyla dolu evde, kendi hallerine terk ettikleri iddiasıyla 2 yıla kadar hapisleri istenen anne Merve S. ve baba Ahmet S. hakim karşısına çıktı.
DHA’nın haberine göre, Eyüpsultan Rami Mahallesi Havuzbaşı Sokak'taki bir evden kötü kokular gelmesi ve çocuk seslerinin duyulduğu ihbarı ile olay yerine polis ekipleri ulaştı. Yaklaşık 25 gündür yalnız bırakıldıkları öğrenilen çocukların anne ve babası polis tarafından kısa sürede bulundu. Çocukların annesi Merve S.'nin yaklaşık bir ay önce evi terk ettiği iddia edilirken, baba Ahmet S.'nin ise, zaman zaman eve uğradığı tespit edildi.
Çocuklar Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldükten sonra Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce koruma altına alındı. İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Ahmet S. ve Merve S. ile şikayetçi taraf olarak katılırken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve mağdur çocuklar adına zorunlu atanan avukatlar da duruşmada hazır bulundu.
Duruşma hakimi sanıklara ‘’İçler acısı kamera kayıtlarını izledim. Savunmanız nedir?" sorusunu yöneltti.
Kuryelik yaptığını ve günde 12 saat çalıştığını söyleyen baba Ahmet S. İfadesinde şunları söyledi:
"Kurye olarak çalışıyordum, önceki hatalarımızdan dolayı evin çöp ev olduğu doğrudur. Evi temizlemek için zamanım kalmıyordu, zamansızlıktan oldu. Evde su giderleri tıkanmıştı. Evin çöp ev olması nedeniyle eşim çocuklarla başka bir yerde kalıyordu. Evi temizleyecektim ama bir türlü vakit bulamadım. Evin pislikleri yüzünden sıkıntımız oluyordu ama terk etme yoktu. Eşimden evi temizlemesini istedim. O da ben 'Üç çocukla nasıl temizleyeyim?' dedi. Ben de 'Üç çocuğu da al git. Ben bir şekilde temizleyeceğim' dedim. Ancak evi temizleyemedim. Polislerin geldiği gün eşim temizlik malzemeleri almak için gitmişti. Polis geliyor kameralarla içeri giriyorlar. Çocuklarımız hiperaktifti. Bu yüzden üstlerinde bir şey bırakmıyorlardı. Islatıyorlardı kıyafetlerini, çıkarıyorlardı. Biliyorum, uğraşacaktık temizlik için. Kıyafetleri vardı. Fakat hepsi kirlendiği için atmıştık. Çocuklara olay günü kahvaltı etmeleri için yumurta hazırlamıştım. Eşim de malzeme almaya gitmişti. Ben çocukları terk etmem. Kabul etmiyorum bu suçlamayı. Altlarına yapma diye bir şey yok, çocuklara tuvalet alışkanlığı kazandırmıştım. Ailevi anlaşmazlık sebebiyle evi terk ettiği yönünde ihbar doğru değil. Her şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Eşimin annesini getirdim deprem bölgesinden kendimizi kanıtlayabilmek için. En azından bizim başımızda durması için. Çocukları Çocuk Esirgeme Kurumu aldı.’’
İlkokul mezunu olan anne Merve S. İse şu savunmada bulundu:
‘’Bu olayın herhangi bir savunması olmaz. Ben Hataylıyım. İstanbul'u bilen biri değilim. Çocuklarıma daha iyi bir hayat sunmak için geldik İstanbul´a. Sokaktaki madde bağımlısına bile yardım eden biriyim. 10 senelik evliyiz. İlk kez başımıza geldi böyle bir şey. Normalde evi temizliyorum. Ama borular patladı. Evi su bastı. Tıkandığı için temizlik yapamadım. Aşağıdaki komşuyu da elektrik çarpmıştı. Su olmayınca temizlik yapamadım. Yoksa biz iyi aileydik. Bir süre hemşire arkadaşımın evinde kalmıştım. Yetemiyorduk. Evdeki kamera çekiminde sadece çöpler görünmüş, asla savunacak değiliz. Pişmanız. Evi temizledik. Onlara yeni oda düzenledik, yeni eşya aldık. Daha hijyenik ortam sunmaya çalışıyoruz. Kurum ebeveynlik raporu istedi. Halen Çocuk Esirgeme Kurumundalar. En küçük çocuğumu emziriyordum. Ben anneyim onların acıktığını hissediyorum. Biz onlar için geldik buraya. Eşim kendi mesleğinden vazgeçti. Son bir ayda ne olduysa oldu. Bir daha bu olayın tekrarlamayacağına söz veriyorum. Hasta olduklarında başlarında bekleyen biriyim. Arkadaşlık ortamım yok. İlk kez bu duruma düştüm. Hatay'dan annemi getirdim. Onun da evi yok artık. Bizimle yaşayacak. En azından başımızda duracak. Ben bir 8 gün tek gittim. 8 gün sonra gelip çocuklarım alıp onlarla arkadaşıma gittim. Toplamda 25 gün oluyor böyle. Eşime kızmamın sebebi, çocukları temizlemesini istememdi. Daha önce de hakkımızda ihbar yapıldığı doğrudur. Ama çöp yoktu. Kurumdan geldiler, uyardılar. 'Tamam' dedik. Ablamın yanına gittik çocuklarla beraber.’’
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı dosyaya katılma talebi olduğunu belirterek, annenin 8 gün değil 25 gün evi terk ettiğini, kaldı ki 8 günün de terk için yeterli bir süre olduğunu ve sanıkların en üst sınırdan cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılmasına karar verdi. Mağdur çocuklar için sosyal inceleme raporu ve kaldıkları sosyal hizmetler kurumundan sağlık ve gelişim raporlarının alınmasına karar verildi. Ayrıca anne ve babanın adli kontrol tedbirini kaldıran mahkeme, duruşmayı erteledi.