Yayınlanma: 19 Mayıs 2023 16:23
Güncellenme: 20 Kasım 2024 18:43
2002 yılında İzmir’den kaybolan ve ailesi tarafından kayıp ihbarı verilen o zaman 18 yaşında olan Barış Özek'in cesedi, 6 ay sonra Aydın'ın İncirliova ilçesinde bulundu. İlçeye bağlı Yazıdere Mahallesi Körkuyu mevkiinde bulunan bir kuyuya atılmış, tanınmayacak halde olan cesedin teşhisi için çalışan polis ekipleri, kayıp başvurusu yapan aileler ile görüşme yaptı. Barış Özek’in eşi Cevriye Demirbaş, cesedi ayakkabılarından; annesi Gönül Özek ise kıyafetlerinden teşhis edebildi. Fakat alınan DNA örneklerinden sağlıklı sonuç alınamadığı iddia edilerek cinayet kayıtlara faili meçhul olarak geçti. Bu yüzden cenaze aileye teslim edilmedi.
Soruşturmalarını derinleştiren ekiplerin, ölen şahsın eşi Cevriye Demirbaş'ın ailesini ifadeye çağırmasının ardından olayın aile içi infaz olduğu ortaya çıkarıldı. Barış Özek’in, karısı Cevriye Demirbaş’a kötü davranması sebebiyle aile meclisinin öldürme kararı aldığını, cinayeti ise 2013 yılında işlediği bir başka cinayet yüzünden 20 yıla mahkâm olan Ercan A.’nın işlediğini tespit etti. Özek’i öldürme kararına karar veren aile üyelerinden İ.A., N.A., N.A.. ve A.A.. yapılan operasyonla gözaltına alındı. Emniyetteki sorgularında suçlarını itiraf eden 4 şüpheli adliyeye gönderildi. Şüphelilerden olayı gerçekleştirdiği tespit edilen Ercan A., tutuklanarak cezaevine sevk edildi.
21 yıl önce kayıplara karışan oğlu Barış Özek'in cenazesini alan acılı anne Gönül Özek, çocuğunun artık bir mezarının olması sebebiyle teselli bulduklarını ancak geç tecelli eden adalet yüzünden de 21 yıl kabus yaşadıklarını anlattı.
Anne Özek, "2002 yılında biz oğlumuzu kaybettik ve kayıp ilanı verdik. Otomobili Altındağ tarafında bulundu ama kendisi ortada yoktu. Biz yıllardır arıyorduk ama bulamadık. Biz kayıp ilanı verdikten 6 ay sonra Aydın İncirliova'da bir ceset bulundu ve biz de gittiğimizde evladımızın o olduğunu kıyafetlerinden ve porselen dişlerinden teşhis etmiştik. Ama o cesedin bizim çocuğumuza ait olmadığını, başka birine ait olduğunu söylediler. Sonra biz İzmir'e geri döndük ve babası da evlat acısına dayanamayarak 6 ay sonra vefat etti. Sonra bizi çağırdılar tekrar ve yeni atanan savcı faili meçhul cinayetleri çözmek için çalışma başlatmış 3 yıl önce; bu cesedin bizim çocuğumuza ait olduğunu söylediler. Ben ve çocuklarım DNA testi verdik ve test sonucunu beklememiz gerektiğini söylediler. Dün bana bir telefon geldi ve savcılıktan gelen telefonda DNA raporlarımızın uyuştuğunu, 21 sene önce kaybettiğimiz evladımızın kemiklerini teslim edeceklerini söylediler. Ben şimdi 21 sene sonra evladıma kavuşacağım. Ben duyunca neye uğradığımı şaşırdım. 21 sene geçti aradan. Aynı ceset, aynı kemikler... 21 sene boyunca bizi oyaladılar. Ben bu olayın araştırılmasını istiyorum. Cinayeti işleyen kimse, gerçek faillerinin bulunmasını ve cezalandırılmasını istiyorum. Benim oğlum şu an yaşasa 38 yaşında çoluk çocuk sahibi olacaktı. 21 sene sonra babasının mezarının üzerine gömeceğiz. Bu acımız dinmeyecek ama en azından çocuğumun mezarı olacak" ifadelerini kullandı.