Fotomaç Gazetesi'nin spor eleştirmenlerinden Hakkı Yalçın, sarı lacivertli takım hakkında değerlendirmelerde bulundu. Usta isim Beşiktaş-Galatasaray derbisi ile Trabzonspor hakkında eleştiriler gerçekleştirdi.
İşte Hakkı Yalçın’ın o sözleri;
‘’Fenerbahçe kazanmak istermiş gibi gözüken ama saha içinde hiçbir projesi olmayan bir takım. O yüzden üç sezondur bu zamanlar aynı manzaraları izliyoruz. Her zamanki gibi suçu üzerine alan birini de göremiyoruz. Ya hakem suçlu ya da kendilerini yenen rakipler!Maç sonunda "rakibimiz yarım puanlık oyun oynamadı" diyen bir teknik direktör kendini ele verdiğinin bile farkında değil. Yani demek istiyor ki "yoğun bakımdaki bir rakibe yenildik!" Fenerbahçe'nin teknik direktörü takımını bu kadar aciz gösterebilir mi? Ya da kendi yanlışlarını böylesine zavallı biçimde teşhir edebilir mi? Ne yazık ki ediyor!Not: Fenerbahçe'de biçareliğin ideoloji olmadığını bugüne kadar Pereira'ya öğretmeyenler, kendileri de öğrenememiş demektir.Sayın Ali Koç! Siz elinize yok yere megafon alırsanız taraftar da yüreklerindeki sandıkları boşaltır; "yönetim istifa!" diye haykırır. Çünkü gereksiz kayıplar için konulan tanı; Fenerbahçe'nin yönetim yanı. Tamamen size yönelik bir tepki! Elbette "yönetim istifa" diye haykırmak için de erken istifa etmek için de ama elinize megafon alıp taraftarı gazlamak, bumerangın size döneceğinin garantisidir.Megafon uluorta kullanılmaz! Önemli olan megafona ihtiyaç duymadan sesinizi duyurabilmektir. O ses ancak haklı olduğunuz zaman duyulur; içinizden konuşsanız bile. Ayrıca hiç kuşkunuz olmasın ki haklı olduğunuz zaman sizin yerinize bizler haykırırız.Bu ligden daha çok sular akar ama doğru adamların yolculuklarında pusula şaşmıyor. Bunu en iyi biçimde Trabzonspor ve Abdullah Avcı'nın organik birlikteliğinde görüyoruz. Sakin limanda sakin bir kaptan. Ama fırtınalı denizlerden başı dik çıkmanın ustalığı, en zor maçlardan bile galibiyetle dönmekle ödülleniyor. Liderlikle senkron tuttuysa futbolcuların saha içinde saf tutmalarının bedelidir. "Avcı" ile hedef arasındaki mesafeyi kısaltacak olan da budur. Ama futbolda emekleri en çok saldırıya uğrayan teknik adamın Abdullah Avcı olduğunu da hatırlatırım.Beşiktaş-Galatasaray derbisinde maç sonu merasimlerinin kelime oyunlarıyla dramatize edilmesine şaşırmadık. Çünkü yenilgilerde topu taca atan teknik adam fotoğraflarına alıştık. Futbolcular arasındaki tekme yumruk alışverişinin muhteşem seyircisi hakemi konuşmaya bile gerek yok onlardan da çok var! Geriye ne kalıyor? Topun oyunda kalma süresinin edepsizliğin ayakta kalma süresine bile yenik düştüğü kalitesizlik! Ne acıdır ki bu topraklarda kalite kimsenin umurunda değil.Eskiden büyük takımlarda forma giyenler için karakter analizleri yapılırdı, şimdi çirkinliğe prim veriliyor. Serveti onuruyla ölçülen futbolculardan geçilmezdi ortalık, şimdi adamlığın lüzumu yok. Neyin var? Dokunulmadığı halde kendini yere atan ahlaksızlığın, rakibine dirseği geçirdikten sonra pis pis sırıtmanın, rakibine kasti kafa atıp masum pozlara sığınmanın. Her mesleğin tercümesi: İnsan olanda biraz utanma olur! Ama öncelikle onlara bu formaları giydirenler utansın!’’